Sosyal Güvenlik Kurumu Tebligatlarında Elektronik Tebligat Dönemi

Sosyal Güvenlik Kurumunca Elektronik Ortamda Yapılacak Tebligata İlişkin Yönetmelik, 24 Eylül 2021 tarihli ve 31608 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.

Yönetmeliğin 3. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi işvereni, “5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (c) bentlerine göre sigortalı sayılan kişileri çalıştıran gerçek veya tüzel kişiyi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları” olarak tanımlamaktadır. 5510 sayılı Kanunun sair hükümleri;

Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından;

a) Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar,

….

c)Kamu idarelerinde;

1) Bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendine tabi olmayanlardan, kadro ve pozisyonlarda sürekli olarak çalışıp ilgili kanunlarında (a) bendi kapsamına girenler gibi sigortalı olması öngörülmemiş olanlar,

2) Bu maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine tabi olmayanlardan, sözleşmeli olarak çalışıp ilgili kanunlarında (a) bendi kapsamına girenler gibi sigortalı olması öngörülmemiş olanlar ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86 ncı maddesi uyarınca açıktan vekil atananlar,

sigortalı sayılırlar.”

şeklindedir.

Yönetmeliğin 6. ve 7. maddeleri uyarınca, işverenler Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden üç ay içinde, elektronik tebligat adresi almak için Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurmak zorundadırlar.

Yönetmelik metnine aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/09/20210924-5.htm

Elektronik Tebligat

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Elektronik tebligat” madde başlıklı 7/a  maddesi uyarınca;

1. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlara,

2. 5018 sayılı Kanunda tanımlanan mahallî idarelere,

3. Özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan fonlar ve kefalet sandıklarına,

4. Kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmelerine,

5. Sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklara,

6. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarına,

7. Kanunla kurulanlar da dahil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişilerine,

8. Noterlere,

9. Baro levhasına yazılı avukatlara,

10. Sicile kayıtlı arabulucular ve bilirkişilere,

11. İdareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini veya sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları; adli ve idari yargı mercileri, icra müdürlükleri veya hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birimlere

elektronik yol ile tebligat yapılması zorunludur. Bu sayılanlar dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri hâlinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere de elektronik yolla tebligat yapılması zorunludur.

Elektronik tebligatın ne zaman tebliğ edilmiş sayılacağı hususu 7/a maddesinin 4. fıkrasında açıkça hükme bağlanmıştır. Sair düzenleme uyarınca; elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.

Kanun hükmünün açık lafzına rağmen, elektronik tebligatta tebliğ tarihi bir takım tartışmalara konu olmuştur. Yargıtay’ın bu konuda farklı kararları olduğunun altının çizilmesi gerekmektedir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2019/3962 E., 2019/16152 K. numaralı ve 18/09/2019 tarihli kararında;

“…karar tarihinde yürürlükte olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8. maddesinin 3. fıkrası uyarınca temyiz süresinin gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 8 gün olduğu anlaşılmakla gerekçeli karar temyiz talebinde bulunan dahili davalılar vekiline e-tebligat ile 06.03.2019 tarihinde tebligat alanına başarılı bir şekilde konulduğu, aynı tarihte tebligatın alıcısı tarafından açıldığı, ancak 8 günlük temyiz süresi geçtikten sonra 19.03.2019 tarihinde kararın dahili davalılar vekili tarafından temyiz edildiği, buna göre temyizin süresinde yapılmadığı anlaşıldığından dahili davalılar vekilinin temyiz isteminin süreden dolayı REDDİNE…”

yönünde karar vermiştir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2020/1187 E., 2020/4264 K. numaralı ve 09/12/2020 tarihli kararında ise;

“Dosya kapsamından, … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 05/11/2019 tarihli ilamının davalı vekiline elektronik tebligat yoluyla tebliğ edildiği, 25/11/2019 tarihinde muhatabın tebligat adresine ulaştığı, 25/11/2019 tarihinde tebligat alıcısı tarafından açılarak tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından verilen temyiz dilekçesinin ise 10/12/2020 tarihinde dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır.

İlam, temyiz eden davalı vekiline 25/11/2019 gününde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise 10/12/2019‘da verilmiştir. HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca temyiz süresi iki haftadır. Kararın tebliğ tarihi ile temyiz edildiği gün gözetildiğinde iki haftalık yasal süresinin geçtiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.”

yönünde hüküm kurulmuş ve elektronik tebligatın, alıcısı tarafından açıldığı anda tebliğ edildiği görüşü benimsenmiştir. Belirtmek gerekir ki, sair görüş kanunun hem ruhuna hem de lafzına aykırı niteliktedir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2020/547 E., 2020/924 K. numaralı ve 24/11/2020 tarihli kararında;

“Görüldüğü üzere, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinde muhatabın elektronik tebligatı tebellüğ etmiş sayılacağı tarihe ilişkin özel bir düzenleme yer almaktadır. Bu düzenlemeye göre “Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.” Bunun sonucu olarak elektronik tebligatta tebellüğ tarihi elektronik tebligatın muhatabın elektronik posta hesabına ulaştığı veya okunduğu tarih olmayıp, tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonu olmaktadır. Böylelikle, muhatabın kayıtlı elektronik posta hesabını kontrol etmemek suretiyle tebliğin sonuçlarını geciktirmesi ihtimali söz konusu olmayacaktır.

yönünde karar vermiştir. Güncel kararlar da bu yöndedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin  2021/3970 E.,  2021/4797 K. ve 07.06.2021 tarihli kararında da elektronik tebligatın tebliğ tarihi,

“…. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinde yapılan düzenlemeye göre elektronik yolla tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağından, elektronik tebligatta tebellüğ tarihi elektronik tebligatın muhatabın elektronik posta hesabına ulaştığı veya okunduğu tarih olmayıp, tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonu…”

olarak belirtilmiştir. Her ne kadar Yargıtay farklı yönde kararlar imza atsa kanunun sair lafzı nedeniyle “elektronik yolla yapılan tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı” görüşünü savunmaktayız. Ancak Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak bireysel başvurular açısından, ayrıksı bir durum olduğunun da altının çizilmesi gerekmektedir.

6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru usulü” kenar başlıklı 47. maddesinin 5. fıkrası;

Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir. Haklı bir mazereti nedeniyle süresi içinde başvuramayanlar, mazeretin kalktığı tarihten itibaren onbeş gün içinde ve mazeretlerini belgeleyen delillerle birlikte başvurabilirler. Mahkeme, öncelikle başvurucunun mazeretinin geçerli görülüp görülmediğini inceleyerek talebi kabul veya reddeder.”

hükmünü ihtiva etmektedir. Anayasa Mahkemesi 2019/6266 başvuru numaralı bireysel başvuruda,

“… başvuru konusu olayda başvurucu vekilinin 15/1/2019 tarihinde gerekçeli nihai karar tebligatını açtığına dair delil kaydı oluşturulmuş ve bu kayıt e-tebligat mazbatası ile PTT sorgulama raporuna da işlenmiştir. Yukarıda yer verilen Bakanlık düzenlemesi uyarınca söz konusu delil kaydı, tebligatın alıcısı tarafından okunduğu anlamına gelmektedir (bkz. § 15). İlgili Yönetmelik uyarınca elektronik mesajın tamamı iletilmeden delil kaydı oluşturulmadığı da dikkate alındığında (bkz. § 14) somut olayda başvurucunun e-tebligatın vekili tarafından açıldığı 15/1/2019 tarihinde bireysel başvuruya ilişkin gerekçeli nihai karardan haberdar olduğunun ve bu doğrultuda bireysel başvuru süresinin 15/1/2019 tarihinden itibaren işlemeye başladığının kabul edilmesi gerekir. Nitekim ilgili usul kuralları uyarınca sürenin münhasıran tebliğden itibaren işlemeye başlayacağının kabul edildiği uygulamaların aksine bireysel başvuru yolunda başvuru süresi, ihlalin öğrenilmesi esasına bağlanmıştır (bkz. § 18). …”

yönünde hüküm kurmuştur.

İlgili Anayasa Mahkemesine kararına aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2019/6266?BasvuruNoYil=2019&BasvuruNoSayi=6266

Elektronik Tebligat ve UETS Mobil Uygulamaları

7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Elektronik Tebligat Yönetmeliğine uyarınca yapılan elektronik tebligat işlemlerini yürütmek amacıyla PTT tarafından kurulan, işletilen ve güvenliği sağlanan sistem, Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi (UETS) olarak tanımlanmaktadır.

UETS hesabınıza https://ptt.etebligat.gov.tr/login adresinden ya da mobil uygulamalar üzerinden erişebilirsiniz.

Uygulamalara,

https://apps.apple.com/tr/app/uets/id1559175909?l=tr

ve

https://play.google.com/store/apps/details?id=tr.gov.ptt.etebligat

adresleri üzerinden erişebilirsiniz.

7201 sayılı Tebligat Kanununun 7/a maddesi;

Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.

  1. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve
    (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar.
  2. 5018 sayılı Kanunda tanımlanan mahallî idareler.
  3. Özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan fonlar ve kefalet sandıkları.
  4. Kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri.
  5. Sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklar.
  6. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları.
  7. Kanunla kurulanlar da dahil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişileri.
  8. Noterler.
  9. Baro levhasına yazılı avukatlar.
  10. Sicile kayıtlı arabulucular ve bilirkişiler.
  11. İdareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini veya sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları; adli ve idari yargı mercileri, icra müdürlükleri veya hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birim.

Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri hâlinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.

Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır.

Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.


Bu Kanun uyarınca yapılan elektronik tebligat işlemleri, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi tarafından kurulan ve işletilen Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi üzerinden yürütülür. Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi, sistemin güvenliğini ve bu sistemde kayıtlı verilerin muhafazasını sağlayacak her türlü tedbiri alır.


Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”

hükmünü ihtiva etmektedir.