14.04.2021 Tarihli Kısmi Kapanma Genelgesi

81 İl Valiliği’ne gönderilen Kısmi Kapanma Genelgesine ilişkin 14.04.2021 tarihli ve İçişleri Bakanlığı web sayfasında açıklanan duyuru uyarınca;

Hafta içerisinde yer alan günlerde (Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe ve Cuma) 19.00-­05.00 saatleri arasında, hafta sonları ise Cuma günleri saat 19.00’da başlayıp, Cumartesi ve Pazar günlerinin tamamını kapsayacak ve Pazartesi günleri saat 05.00’de tamamlanacak şekilde sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacaktır.

Duyuru metninin tamamına ve sık sorulan sorulara aşağıda yer alan linkler üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.icisleri.gov.tr/81-il-valiligine-kismi-kapanma-genelgesi-gonderildi

https://www.icisleri.gov.tr/kismi-kapanma-tedbirleri-ile-ilgili-sikca-sorulan-sorular

BOŞANAN KADININ SOYADI MESELESİ

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 173. maddesi;

“Boşanma hâlinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur; ancak, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hâkimden bekârlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir.

Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir.

Koca, koşulların değişmesi hâlinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir.”

hükmünü ihtiva etmektedir. Kural olarak, boşanmanın kesinleşmesiyle birlikte kadın, bekarlık soyadını kullanır. Ancak kadın, Türk Medeni Kanunu’nun 173. maddesi uyarınca; boşandığı eşinin soyadını kullanmakta bir menfaati bulunduğunu ve bunun eşine zarar vermeyeceğini ispat ederek hâkimden “evlilik soyadını” kullanmasına izin verilmesini talep edebilir. Uygulamada, özellikle anlaşmalı boşanma davalarında; anlaşmalı boşanma protokolüne eklenen hükümler ile hâkimden sair izin talep edilmektedir. Ancak bu talep ayrı bir davaya da konu edilebilir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2012/20089 E., 2013/14380 K. nolu ve 27.05.2013 tarihli kararında;

“… Boşanan kadının, evliliğin sona ermesinden sonra kocasının soyadını taşımasına imkan tanıyan bu hükmün amacı, kadının sosyal durumunu korumasını sağlamaktır. Bir başka ifade ile kadın evlilik soyadı ile tanınmış ve isim yapmış ise kocanın soyadını kullanmakta menfaati olduğunun kabulü gerekir.

Toplanan delillerden mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacının boşandığı kocasının soyadını kullanmasının davalıya bir zarar vermediği, davacının iş ve sosyal yaşamında kocasının soyadıyla tanınıp bilindiği, bu nedenle kocanın soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu anlaşılmakla isteğin kabulü yerine yazılı şekilde reddi doğru bulunmamıştır. …”

yönünde karar verilmiştir. Somut olayın özellikleri dahilinde, “menfaatin” varlığı, talepte bulunan kadın tarafından ispat edilmelidir.

Hakim tarafından boşanmanın kesinleşmesinin ardından, “evlilik soyadını” kullanmasına izin verilen kadın; daha sonra 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun Ek 3. maddesine dayanarak, nüfus müdürlüğüne yapacağı yazılı bir başvuru ile evlenmeden önceki soyadını kullanabilir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun Ek 3. maddesi;

“(1) Yazılı talepte bulunmak kaydıyla;
a) Boşandığı eşinin soyadını kullanmasına izin verilen kadının evlenmeden önceki
soyadını,

b) Eşinin soyadı ile birlikte önceki soyadını taşıyan kadının sadece eşinin soyadını,

kullanmak istemesi hâlinde, nüfus müdürlüğünce gerekli işlem yapılır.”

hükmünü ihtiva etmektedir. Dolayısıyla, hakim izni ile boşanmanın ardından evlilik soyadını kullanan kadın, herhangi bir dava açmaya gerek kalmaksızın doğrudan nüfus müdürlüğüne yapacağı yazılı bir başvuru ile bekarlık soyadını kullanabilecektir.

İçtihadı Birleştirme Kararlarının Bağlayıcılığı

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun “İçtihatların birleştirilmesini istemek yetkisi ve bağlayıcılığı” kenar başlıklı 45. maddesi;

“İçtihadların birleştirilmesini Birinci Başkan, doğrudan doğruya veya Yargıtay dairelerinin veya genel kurulların verdikleri karar sonucunda veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bizzat yazı ile başvurması halinde, ilgili kuruldan ister. Bu istemlerin gerekçeli olması zorunludur.

Diğer merci veya kişilerin gerekçe göstererek yazılı başvurmaları halinde, içtihadı birleştirme yoluna gitmenin gerekip gerekmediğine Birinci Başkanlık Kurulu karar verir. Bu karar kesindir.

İçtihadı birleştirme kararlarının değiştirilmesi veya kaldırılmasının istenmesi de yukarıdaki usule bağlıdır.

İçtihadı birleştirme görüşmeleri, alınmış olan ilke kararları çerçevesinde yürütülür ve kararları yazılır.

İçtihadı birleştirme kararları benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar.

İçtihadı birleştirme kararlarının niteliğini açıkça belirten özeti, kararın verilmesini izleyen en kısa zamanda Adalet Bakanlığına bildirilir. Adalet Bakanlığı bütün adliye mahkemelerine ve Cumhuriyet savcılıklarına bu kararları gecikmeksizin duyurur.

İçtihadı Birleştirme Kurulları, genel kurulların veya dairelerin kararlarındaki gerekçe ve görüşlerle bağlı olmaksızın sorunu başka bir görüşle karara bağlayabilirler.

hükmünü ihtiva etmektedir. “Tevhid-i içtihat” olarak da isimlendirilen bu uygulamanın amacı; Yargıtay’ın farklı daireleri arasındaki aynı konuya ilişkin farklı kararların ve aynı daire içerisindeki aynı konuya ilişkin farklı kararların birleştirilmesi ve bu suretle uygulamada yeknesaklık sağlanmasıdır.

Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesinin, Türkiye Cumhuriyeti Bakımından Feshedilmesi

Türkiye Cumhuriyeti tarafından 11/05/2011 tarihinde imzalanan ve 10/02/2012 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”; 20/03/2021 tarih ve 31429 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 3718 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile feshedilmiştir.

Resmi Gazete’de yayımlanan karar metnine aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/03/20210320-49.pdf

VERBİS’E KAYIT YÜKÜMLÜLÜĞÜNE İLİŞKİN SÜRELER 31.12.2021 TARİHİNE KADAR ERTLENEMİŞTİR

Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun 11/03/2021 tarihli ve 2021/238 sayılı Kararı ile VERBİS’e kayıt süreleri 31.12.2021 tarihine kadar uzatılmıştır. Sair karar uyarınca;

•           Yıllık çalışan sayısı 50’den çok veya yıllık mali bilanço toplamı 25 milyon TL’den çok olan gerçek ve tüzel kişi veri sorumluları ile yurtdışında yerleşik gerçek ve tüzel kişi veri sorumlularının Sicile kayıt yükümlülüğünü yerine getirmeleri için belirlenen süre,

•           Yıllık çalışan sayısı 50’den az ve yıllık mali bilançosu 25 milyon TL’ den az olup ana faaliyet konusu özel nitelikli kişisel veri işleme olan gerçek ve tüzel kişi veri sorumlularının Sicile kayıt yükümlülüğünü yerine getirmeleri için belirlenen süre

ve

•           Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu veri sorumlularının Sicile kayıt yükümlülüğünü yerine getirmeleri için belirlenen süre,

31.12.2021 tarihine kadar uzatılmıştır.

Duyuru metninin tamamına, aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.kvkk.gov.tr/Icerik/6903/VERBIS-E-KAYIT-SURELERININ-UZATILMASI-HAKKINDA-DUYURU

Kontrollü Normalleşme Süreci

İçişleri Bakanlığı 02.03.2021 tarihinde, internet sitesinde yaptığı açıklama ile Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nde alınan kararlar çerçevesinde illerimizin; düşük, orta, yüksek ve çok yüksek olmak üzere 4 ayrı risk grubuna ayrıldığını belirtmektedir. Risk grupları, Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulu tarafından tespit edilen kriterlere göre belirlenmektedir. Söz konusu açıklamada;

-Ülke genelinde, hafta içi saat 21.00 ile saat 05.00 arasında sokağa çıkma kısıtlamasının uygulanmaya devam edeceği,

-Düşük ve orta risk grubunda yer alan illerimizde hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamasının, hafta içinde olduğu gibi sadece saat 21.00 ile saat 05.00 arasında uygulanacağı,

-Yüksek ve çok yüksek risk grubunda yer alan illerimizde hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamasının; Cuma günleri saat 21.00 ile Cumartesi günleri saat 05.00 arasında ve Cumartesi günleri saat 21.00’den başlayıp Pazar günlerinin tamamını kapsayıp Pazartesi günleri saat 05.00’de bitecek şekilde uygulanacağı,

-Düşük ve orta risk grubunda yer alan illerimizde; 65 yaş ve üzeri vatandaşlar ile 20 yaş altı genç ve çocukların sokağa çıkma kısıtlamalarının kaldırılacağı,

-Yüksek ve çok yüksek risk grubunda yer alan illerimizde; 65 yaş ve üzeri ile 20 yaş altı vatandaşlar için getirilen sokağa çıkma sürelerinin 3 saatten 4 saate yükseltileceği ve 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız 10.00-14.00 saatleri arasında, 20 yaş altı çocukların ve gençlerin ise 14.00-18.00 saatleri arasında sokağa çıkabileceği

belirtilmektedir. Diğer açıklamalar ile açıklama metninin tamamına aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.icisleri.gov.tr/koronavirus-ile-mucadelede-kontrollu-normallesme-sureci

E-Apostil Uygulaması

Tarafı olduğunuz davalara ilişkin kararların ve adli sicil belgelerinizin Apostil işlemlerini, online olarak da gerçekleştirebilirsiniz. https://www.eapostil.gov.tr/ adresi üzerinden detaylı bilgiye erişebilir ve başvurularınızı yapabilirsiniz.

Apostil ya da E-Apostil onayı alan evraklarınızın hangi ülkelerde geçerli olacağını, aşağıda yer alan ve 5 Ekim 1961 tarihli Lahey Konvansiyonu’na taraf olan ülkelerin, güncel listesi üzerinden kontrol edebilirsiniz.
https://www.hcch.net/en/instruments/conventions/authorities1/?cid=41

İİK 341

2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 25, 25/a, 341, ve 347. maddeleri, çocuk teslimine ilişkin düzenlemeler içermektedir. İcra İflas Kanunun 25. maddesi;

“Çocuk teslimine dair olan ilam icra dairesine verilince icra memuru 24. maddede yazılı şekilde bir icra emri tebliği suretiyle borçluya yedi gün içinde çocuğun teslimini emreder. Borçlu bu emri tutmazsa çocuk nerede bulunursa bulunsun ilam hükmü zorla icra olunur.

Çocuk teslim edildikten sonra diğer taraf haklı bir sebep olmaksızın çocuğu tekrar alırsa ayrıca hükme hacet kalmadan zorla elinden alınıp öbür tarafa teslim olunur.”

hükmünü ihtiva etmektedir. İcra İflas Kanunu’nun 25/a maddesi ise; 

“Çocukla şahsi münasebetlerin düzenlenmesine dair ilam hükmünün yerine getirilmesi talebi üzerine icra memuru, küçüğün ilam hükümleri dairesinde lehine hüküm verilen tarafla şahsi münasebette bulunmasına mani olunmamasını; aksi halde ilam hükmünun zorla yerine getirileceğini borçluya 24 üncü maddede yazılı şekilde bir icra emri ile tebliğ eder. Bu emirde ilam hükmüne aykırı hareketin 341 inci maddedeki cezayı müstelzim olduğu da yazılır.

Borçlu bu emri tutmazsa ilam hükmü zorla yerine getirilir. Borçlu alacaklının şikayeti üzerine ayrıca 341 inci maddeye göre cezalandırılır.

düzenlemesini içermektedir. İcra İflas Kanunu’nun 341. maddesi ise;

“Çocuk teslimi hakkındaki ilâmın veya ara kararının gereğini yerine getirmeyen veya yerine getirilmesini engelleyen kişinin, lehine hüküm verilmiş kimsenin şikâyeti üzerine, altı aya
kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra ilâmın veya ara kararının gereği yerine getirilirse, kişi tahliye edilir.

şeklindedir. Çocuk teslimi hakkındaki ilâmın veya ara kararının gereğini yerine getirmeyen veya yerine getirilmesini engelleyen kişi aleyhine yapılacak şikayet süresi ise İcra İflas Kanunu’nun 347. maddesinde düzenlenmektedir. Söz konusu maddeye göre şikayet hakkı; fiilin öğrenildiğini tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süreye tabidir.

İşyeri Kira Artışlarında 01/07/2020 Tarihi İtibariyle Yeni Uygulama

6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 344. maddesinin 1. fıkrası uyarınca; taraflar arasındaki kira sözleşmesinin yenilenmesi halinde, uygulanacak olan kira artış oranı, bir önceki kira yılında tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre belirlenecek olan değişim oranını geçemez.

Yukarıda bahsi geçen bu genel düzenlemenin istisnası ise aynı maddesinin 3. fıkrasında düzenlenmektedir. 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 344. maddesinin 3. fıkrası;

“Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, beş yıldan uzun süreli veya beş yıldan sonra yenilenen kira sözleşmelerinde ve bundan sonraki her beş yılın sonunda, yeni kira yılında uygulanacak kira bedeli, hâkim tarafından tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranı, kiralananın durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun biçimde belirlenir. Her beş yıldan sonraki kira yılında bu biçimde belirlenen kira bedeli, önceki fıkralarda yer alan ilkelere göre değiştirilebilir.”

hükmünü ihtiva etmektedir. 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun geçici 2. maddesi, başta yukarıda bahsi geçen 344. madde olmak üzere, birtakım düzenlemelerin, işyeri kira sözleşmeleri açısından 01/07/2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanmayacağını hüküm altına almaktaydı. Ancak, kira artış oranını düzenleyen 344. maddenin de içinde olduğu tüm bu düzenlemeler, 01/07/2020 tarihi itibariyle, işyeri kiraları açısından da uygulanır hale gelmiştir.

Aralık 2020 Tüketici Fiyat Endeksi verilerine aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Tuketici-Fiyat-Endeksi-Aralik-2020-37378

Kayak Otellerine İlişkin İçişleri Bakanlığı Genelgesi

İçişleri Bakanlığı 26.01.2021 tarihinde, 81 il valiliğine kayak otelleri ile ilgili genelge gönderildiğini açıklamıştır. Genelde;

  • Konaklama tesisleri için belirlenen tüm kural ve esasların kayak otellerinde de eksiksiz uygulanması gerektiği,
     
  • Yiyecek-içecek servisi başta olmak üzere, konaklama tesisinin herhangi bir yerinde ya da belirli zaman aralıklarında müşterilerin topluca bir araya gelmelerini engelleyecek her türlü tedbirin alınması gerektiği,
  • Konaklama tesisleri için getirilen açık alanlar dahil restoran, lokanta ve diğer otel salonlarında saat 22.00’den sonra müzik yayın yasağının, kayak otelleri için sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerin tamamını kapsayacak şekilde uygulanacağı

belirtilmektedir.

Metnin tamamına aşağıda yer alan linkten erişebilirsiniz.

https://www.icisleri.gov.tr/81-il-valiligine-kayak-otelleri-ile-ilgili-genelge-gonderildi