Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usûl ve Esaslar Hakkında Tebliğ ve Bankalarca Ticari Müşterilerden Alınabilecek Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ Değişikliği

Bankalarca Ticari Müşterilerden Alınabilecek Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ (Sayı: 2020/4)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sayı: 2021/6) ve Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usûl ve Esaslar Hakkında Tebliğ (Sayı: 2020/7)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sayı: 2021/7), 09 Ağustos 2021 tarihli ve 31563 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usûl ve Esaslar Hakkında Tebliğ’in 12. maddesinin 3. fıkrasının 1. cümlesi ve 2. cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“EFT işlemlerinden alınacak ücret işlem tutarının 1.000 TL ve altında olması hâlinde mobil bankacılık uygulamaları ve internet bankacılığı aracılığıyla yapılan işlemler ile düzenli ödemelerde 1 TL’yi, ATM’den yapılan işlemlerde 4 TL’yi, diğer kanallar ile yapılan işlemlerde ise 5 TL’yi geçemez. şlem tutarının 1.000 TL ile 50.000 TL arasında olması hâlinde bu sınırlar sırasıyla 2 TL, 8 TL ve 10 TL olarak, işlem tutarının 50.000 TL üzerinde olması durumunda ise 25 TL, 50 TL ve 100 TL olarak uygulanır.”

Ticari Müşterilerden Alınabilecek Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ’in 10. maddesinin 1. fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Kredinin tahsisinden kapatılmasına kadar geçen süre içinde yapılacak taşınır ve taşınmazlara ilişkin rehin ve ipotek tesisleri ile ekspertiz işlemlerinden alınabilecek
ücret, bankalar tarafından üçüncü kişilere ödenen tutarın yüzde on beş fazlasını, hizmetin banka bünyesinde sunulması halinde ise hizmetin makul bedelini geçemez.”

Değişikliklere ilişkin tebliğlere aşağıda yer alan linkler üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/08/20210809-7.htm

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/08/20210809-6.htm

Türkiye Cumhuriyeti ve Karadağ Arasında Karadağ Vatandaşlarına Konsolosluk Yardımı Sunulması Hakkında Anlaşma

Türkiye Cumhuriyeti ve Karadağ Arasında Karadağ Vatandaşlarına Konsolosluk Yardımı Sunulması Hakkında Anlaşmanın Onaylanması Hakkında Karar, 07 Ağustos 2021 tarihli ve 31561 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Anlaşmanın amacı, Karadağ’ın diplomatik ya da konsolosluk misyonlarının bulunmadığı ülkelere seyehat eden ya da bu ülkelerde ikamet eden Karadağ vatandaşlarına konsolosluk yardımı sağlamasıdır. Hangi ülkelerin bu kapsamda olduğu, Anlaşma metninde sınırlı sayı ilkesine tabi olarak sayılmıştır.

Anlaşma ve Karar metnine aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/08/20210807-5.pdf

İktisadi İşletmesi Bulunan ve Türkiye’de Yerleşik Dernek, Vakıf ve Sendikaların VERBİS’E KAYIT YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun 09/06/2021 tarihli ve 2021/571 sayılı kararı uyarınca; ilgili mevzuat ve amaçlarına uygun olarak ve faaliyet alanlarıyla sınırlı olmak şartıyla, kişisel veri işleyen Türkiye’de yerleşik dernek, vakıf ve sendikalardan kendisine bağlı bir iktisadi işletmesi bulunması halinde; sair dernek, vakıf ve sendikaların sicile kayıt olmaları ile sicile kayıtları esnasında yalnızca iktisadi işletmelerin faaliyetlerine ilişkin bilgi girişi yapmalarının gerektiği karara bağlanmıştır.

Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun 09/06/2021 tarihli ve 2021/571 sayılı kararına aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.kvkk.gov.tr/Icerik/6986/2021-571

Hazine ve Maliye Bakanlığı Tarafından, Yangından Etkilenen Yerlerde, Vergi Kanunu’nun Uygulanması Açısından, “Mücbir Sebep Hali” İlan Edilmiştir.

Gelir İdaresi Başkanlığı’nın resmi internet sitesinde yayımlanan bir duyuru ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından, yangından etkilenen yerler için “mücbir sebep hali” ilan edildiği açılanmıştır.

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yangından etkilenen; Osmaniye ili Kadirli ve merkez ilçelerinde, Antalya ili Akseki, Alanya, Gazipaşa, Gündoğmuş, Manavgat ve İbradı ilçelerinde, Mersin ili Aydıncık ve Silifke ilçelerinde; Adana ili Aladağ, İmamoğlu, Karaisalı ve Kozan ilçelerinde, Muğla ili Bodrum, Köyceğiz, Marmaris, Milas, Seydikemer ve Kavaklıdere ilçelerinde mücbir sebep hali ilan edilmiştir.

Bakanlık tarafından belirtilen yerlerde, yangın tarihi itibarıyla mükellefiyet kaydı bulunan mükelleflerin, bu mükellefiyetleri nedeniyle vergi kanunlarının uygulanması bakımından yangının başlangıç tarihi ila 1.11.2021 (bu tarihler dâhil) tarihleri arasında mücbir sebep halinde olduğu kabul edilmiştir. Mücbir sebep hali süresince,

  • verilmesi gereken vergi beyannameleri ve bildirimlerin verilme süreleri,
  • bu beyanname ve bildirimler üzerine tahakkuk eden vergilerin ödeme süreleri,
  • yangın tarihinden önce tahakkuk etmiş ödeme süresi mücbir sebep hali ilan edilen süreye rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizinin ödeme süresi,
  • yangın tarihinden önce ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen ve vadesi mücbir sebep halinin başladığı tarihten sonrasına rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizinin ödeme süresi,
  • 2021 yılı motorlu taşıtlar vergisinin ikinci taksit ödeme süresi

uzatılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 13. maddesi; vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetleri, “mücbir sebep” olarak tanımlamaktadır.

Vergi Usul Kanunu’nun 15. maddesi;

“Maliye Bakanlığı, mücbir sebep sayılan haller nedeniyle; bölge, il, ilçe, mahal veya afete maruz kalanlar itibarıyla mücbir sebep hali ilân etmeye ve bu sürede vergi ödevlerinden yerine getirilemeyecek olanları tespit etmeye yetkilidir. Bu yetki vergi türleri ve işyerleri itibarıyla; beyannamelerin toplulaştırılması, yeni beyanname verme süreleri belirlenmesi ve beyanname verme zorunluluğunun kaldırılması şeklinde de kullanılabilir.”

şeklindedir. Kanunun 111. maddesinin 6. fıkrası ise;

“Maliye Bakanlığı; mücbir sebep hali ilân edilen yerlerdeki mükelleflerin, bu Kanun kapsamında olup, ödeme süresi afet tarihinden sonraya rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizleri ile bu Kanunun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca verecekleri beyannamelere istinaden tahakkuk ettirilen vergilerin ödeme sürelerini, vadelerinin bitim tarihinden itibaren azamî bir yıl süreyle uzatmaya yetkilidir. Bu yetki; bölge, il, ilçe, mahal ve afetten zarar görenler ile afetten zarar görme derecesi veya vergi türleri itibarıyla farklı süreler tespit etmek suretiyle de kullanılabilir.”

hükmünü ihtiva etmektedir.

Gelir İdaresi Başkanlığı’nın resmi internet sayfasında yayımlanan duyuruya, aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.gib.gov.tr/hazine-ve-maliye-bakanligi-tarafindan-yangindan-etkilenen-yerler-icin-mucbir-sebep-hali-ilan-edildi

Elektronik Tebligat

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Elektronik tebligat” madde başlıklı 7/a  maddesi uyarınca;

1. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlara,

2. 5018 sayılı Kanunda tanımlanan mahallî idarelere,

3. Özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan fonlar ve kefalet sandıklarına,

4. Kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmelerine,

5. Sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklara,

6. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarına,

7. Kanunla kurulanlar da dahil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişilerine,

8. Noterlere,

9. Baro levhasına yazılı avukatlara,

10. Sicile kayıtlı arabulucular ve bilirkişilere,

11. İdareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini veya sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları; adli ve idari yargı mercileri, icra müdürlükleri veya hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birimlere

elektronik yol ile tebligat yapılması zorunludur. Bu sayılanlar dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri hâlinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere de elektronik yolla tebligat yapılması zorunludur.

Elektronik tebligatın ne zaman tebliğ edilmiş sayılacağı hususu 7/a maddesinin 4. fıkrasında açıkça hükme bağlanmıştır. Sair düzenleme uyarınca; elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.

Kanun hükmünün açık lafzına rağmen, elektronik tebligatta tebliğ tarihi bir takım tartışmalara konu olmuştur. Yargıtay’ın bu konuda farklı kararları olduğunun altının çizilmesi gerekmektedir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2019/3962 E., 2019/16152 K. numaralı ve 18/09/2019 tarihli kararında;

“…karar tarihinde yürürlükte olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8. maddesinin 3. fıkrası uyarınca temyiz süresinin gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 8 gün olduğu anlaşılmakla gerekçeli karar temyiz talebinde bulunan dahili davalılar vekiline e-tebligat ile 06.03.2019 tarihinde tebligat alanına başarılı bir şekilde konulduğu, aynı tarihte tebligatın alıcısı tarafından açıldığı, ancak 8 günlük temyiz süresi geçtikten sonra 19.03.2019 tarihinde kararın dahili davalılar vekili tarafından temyiz edildiği, buna göre temyizin süresinde yapılmadığı anlaşıldığından dahili davalılar vekilinin temyiz isteminin süreden dolayı REDDİNE…”

yönünde karar vermiştir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2020/1187 E., 2020/4264 K. numaralı ve 09/12/2020 tarihli kararında ise;

“Dosya kapsamından, … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 05/11/2019 tarihli ilamının davalı vekiline elektronik tebligat yoluyla tebliğ edildiği, 25/11/2019 tarihinde muhatabın tebligat adresine ulaştığı, 25/11/2019 tarihinde tebligat alıcısı tarafından açılarak tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından verilen temyiz dilekçesinin ise 10/12/2020 tarihinde dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır.

İlam, temyiz eden davalı vekiline 25/11/2019 gününde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise 10/12/2019‘da verilmiştir. HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca temyiz süresi iki haftadır. Kararın tebliğ tarihi ile temyiz edildiği gün gözetildiğinde iki haftalık yasal süresinin geçtiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.”

yönünde hüküm kurulmuş ve elektronik tebligatın, alıcısı tarafından açıldığı anda tebliğ edildiği görüşü benimsenmiştir. Belirtmek gerekir ki, sair görüş kanunun hem ruhuna hem de lafzına aykırı niteliktedir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2020/547 E., 2020/924 K. numaralı ve 24/11/2020 tarihli kararında;

“Görüldüğü üzere, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinde muhatabın elektronik tebligatı tebellüğ etmiş sayılacağı tarihe ilişkin özel bir düzenleme yer almaktadır. Bu düzenlemeye göre “Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.” Bunun sonucu olarak elektronik tebligatta tebellüğ tarihi elektronik tebligatın muhatabın elektronik posta hesabına ulaştığı veya okunduğu tarih olmayıp, tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonu olmaktadır. Böylelikle, muhatabın kayıtlı elektronik posta hesabını kontrol etmemek suretiyle tebliğin sonuçlarını geciktirmesi ihtimali söz konusu olmayacaktır.

yönünde karar vermiştir. Güncel kararlar da bu yöndedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin  2021/3970 E.,  2021/4797 K. ve 07.06.2021 tarihli kararında da elektronik tebligatın tebliğ tarihi,

“…. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinde yapılan düzenlemeye göre elektronik yolla tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağından, elektronik tebligatta tebellüğ tarihi elektronik tebligatın muhatabın elektronik posta hesabına ulaştığı veya okunduğu tarih olmayıp, tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonu…”

olarak belirtilmiştir. Her ne kadar Yargıtay farklı yönde kararlar imza atsa kanunun sair lafzı nedeniyle “elektronik yolla yapılan tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı” görüşünü savunmaktayız. Ancak Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak bireysel başvurular açısından, ayrıksı bir durum olduğunun da altının çizilmesi gerekmektedir.

6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru usulü” kenar başlıklı 47. maddesinin 5. fıkrası;

Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir. Haklı bir mazereti nedeniyle süresi içinde başvuramayanlar, mazeretin kalktığı tarihten itibaren onbeş gün içinde ve mazeretlerini belgeleyen delillerle birlikte başvurabilirler. Mahkeme, öncelikle başvurucunun mazeretinin geçerli görülüp görülmediğini inceleyerek talebi kabul veya reddeder.”

hükmünü ihtiva etmektedir. Anayasa Mahkemesi 2019/6266 başvuru numaralı bireysel başvuruda,

“… başvuru konusu olayda başvurucu vekilinin 15/1/2019 tarihinde gerekçeli nihai karar tebligatını açtığına dair delil kaydı oluşturulmuş ve bu kayıt e-tebligat mazbatası ile PTT sorgulama raporuna da işlenmiştir. Yukarıda yer verilen Bakanlık düzenlemesi uyarınca söz konusu delil kaydı, tebligatın alıcısı tarafından okunduğu anlamına gelmektedir (bkz. § 15). İlgili Yönetmelik uyarınca elektronik mesajın tamamı iletilmeden delil kaydı oluşturulmadığı da dikkate alındığında (bkz. § 14) somut olayda başvurucunun e-tebligatın vekili tarafından açıldığı 15/1/2019 tarihinde bireysel başvuruya ilişkin gerekçeli nihai karardan haberdar olduğunun ve bu doğrultuda bireysel başvuru süresinin 15/1/2019 tarihinden itibaren işlemeye başladığının kabul edilmesi gerekir. Nitekim ilgili usul kuralları uyarınca sürenin münhasıran tebliğden itibaren işlemeye başlayacağının kabul edildiği uygulamaların aksine bireysel başvuru yolunda başvuru süresi, ihlalin öğrenilmesi esasına bağlanmıştır (bkz. § 18). …”

yönünde hüküm kurmuştur.

İlgili Anayasa Mahkemesine kararına aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2019/6266?BasvuruNoYil=2019&BasvuruNoSayi=6266

Bayi Denetim Siteminin Kurulması ve Uygulanması İçin Tüzel Kişilerin Yetkilendirilmesi Hakkında Karar

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 29/07/2021 tarihli ve 10338 sayılı, Bayi Denetim Siteminin Kurulması ve Uygulanması İçin Tüzel Kişilerin Yetkilendirilmesi Hakkında Kararı, 03 Ağustos 2021 tarihli ve 31557 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

Karar metnine aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/08/20210803-7.pdf

Boşanma Halinde Çocuk Malları

Çocuk malları, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunumuzun 352. ile 363. maddeleri arasında ve “Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına Dair Tüzük hükümlerinde düzenlenmektedir.

352. maddenin 1. fıkrası uyarınca; ana ve baba, velâyetleri devam ettiği sürece çocuğun mallarını yönetme hakkına sahip ve bununla yükümlüdürler; kural olarak hesap ve güvence vermezler. Ancak 352. maddenin 2. fıkrası; ana ve babanın yükümlülüklerini yerine getirmedikleri durumlarda hâkimin re’sen müdahale yetkisi bulunduğunu düzenlemektedir.

Evliliğin sona ermesi halinde, çocuk mallarına ilişkin 353. madde ile özel bir düzenleme getirilmektedir. Evlilik sona erince velâyet kendisinde kalan eş, hâkime çocuğun malvarlığının dökümünü gösteren bir defter vermek ve bu malvarlığında veya yapılan yatırımlarda gerçekleşen önemli değişiklikleri bildirmek zorundadır. Uygulamada müşterek çocuğa ait herhangi bir malvarlığı unsuru bulunmaması halinde, boşanmanın kesinleşmesinin ardından ve gerekçeli kararda öngörülen süre içerisinde boşanma kararını veren mahkemeye verilecek bir dilekçe ile çocuğun malvarlığı bulunmadığı bildirilmek suretiyle de bu yükümlülük yerine getirilmektedir.

362. madde uyarınca anne ve baba, velâyetleri veya yönetim hakları sona erince, çocuğun mallarını, hesabıyla birlikte ergin çocuğa, vasisine veya kayyıma devrederler. 363. madde, anne ve babanın, çocuk mallarının geri verilmesinde vekil gibi sorumlu olduklarını hüküm altına almaktadır.

Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar İle Hâkim Durumun Kötüye Kullanılmasına Yönelik Soruşturmalarda Uygulanabilecek Uzlaşma Usulüne İlişkin Yönetmelik

“Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar İle Hâkim Durumun Kötüye Kullanılmasına Yönelik Soruşturmalarda Uygulanabilecek Uzlaşma Usulüne İlişkin Yönetmelik”, 15.07.2021 tarihli ve 31542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Rekabet Kurumu’nun duyurusu ve Yönetmelik metnine aşağıda yer alan linkler üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.rekabet.gov.tr/tr/Guncel/uzlasma-yonetmeligi-resmi-gazete-de-yayi-e0afe50e07e6eb118140005056b1ce21

https://www.rekabet.gov.tr/Dosya/geneldosya/uzlasma-yonetmeligi-pdf

Elektronik İhalelerde, Elektronik Geçici Teminat Mektubu Dönemi

08.06.2021 tarihinden itibaren, elektronik ihale yöntemiyle yapılan ihalelerde, aday veya istekliler tarafından teklif kapsamında geçici teminat mektubu olarak yalnızca Elektronik İhale Uygulama Yönetmeliğinin 21 nci maddesine göre düzenlenen elektronik geçici teminat mektuplarının sunulabileceğine karar verilmiştir.

Duyuru metnine aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.ihale.gov.tr/Duyuru/411/elektronik_ihale_yontemiyle_yapilan_ihalelerde_elektronik_gecici_teminat_mektubunun_kullanilmasina_iliskin_duyuru.html