İkamet İzni Sınırlamaları

T.C İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı’nın resmi internet sitesinde yayımladığı 30.06.2022 tarihli duyuru ile 01/07/2022 itibari ile Türkiye genelinde 1169 mahallenin, yeni doğan ve çekirdek aile birleşimi dışında; geçici koruma kaydına, uluslararası koruma kaydına, ikamet iznine, geçici koruma veya uluslararası koruma ile ikamet izni kapsamındaki yabancıların ikamet ili değişikliği yapılması işlemlerine kapatıldığı açıklanmıştır. Uygulama kapsamına alınan Ankara ili mahallerini, aşağıda yer alan tabloda bulabilirsiniz.

Haber metine aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.goc.gov.tr/mahalle-kapatma-duyurusu-hk2

E-Apostil ve E-Apostil Doğrulama

Tarafı olduğunuz davalara ilişkin kararların ve adli sicil belgelerinizin Apostil işlemlerini, online olarak da gerçekleştirebilirsiniz. https://www.eapostil.gov.tr/ adresi üzerinden detaylı bilgiye erişebilir ve başvurularınızı yapabilirsiniz.

Başvurunuz sonucunda almış olduğunuz evrakları, https://www.eapostil.gov.tr/basvuruIslemleri/belgeDogrulama adresi üzerinden doğrulayabilir ve Türkçe, İngilizce veya Almanca olarak düzenlenen doğrulama belgesini temin edebilirsiniz.

Apostil ya da E-Apostil onayı alan evraklarınızın hangi ülkelerde geçerli olacağını, aşağıda yer alan ve 5 Ekim 1961 tarihli Lahey Konvansiyonu’na taraf olan ülkelerin, güncel listesi üzerinden kontrol edebilirsiniz.
https://www.hcch.net/en/instruments/conventions/authorities1/?cid=41

Kanun İle Tayin Edilen Sürelerin Adli Tatile Rastlaması Halinde Sürelerin Hesabı

Hukuk mahkemelerinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 104. maddesi uyarınca, adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.

Ceza mahkemelerinde, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 331. maddesinin 4. fıkrası uyarınca, adlî tatile rastlayan süreler işlemez. Bu süreler tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılır.

İdare mahkemelerinde, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 8. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa bu süreler, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır.

Adli Destek Ve Mağdur Hizmetleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

Adli Destek Ve Mağdur Hizmetleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 04.08.2022 tarihli ve 31913 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.

Sair Yönetmelik ile;

  • Aynı Yönetmeliğin Başkanlığın görev ve yetkilerini düzenleyen 9 uncu maddesinin birinci fıkrasına (f) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş, diğer bentler buna göre teselsül ettirilmiştir.

“g) Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilam ve tedbir kararlarının yerine getirilmesine yönelik faaliyetleri yürütmek.”

  • Aynı Yönetmeliğe 16 ncı maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Hizmetleri Şube Müdürlüğü

MADDE 16/A- (1) Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki hizmetleri şube müdürlüğünün görevleri şunlardır:

a) Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilam ve tedbir kararlarının etkin ve verimli şekilde yerine getirilmesine yönelik çalışmalar yapmak.

b) Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilam ve tedbir kararlarının yerine getirilme sürecinde çocukların örselenmesini önleyici tedbirleri almak.

c) Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ulusal ve uluslararası gelişmeleri takip etmek, düzenlenen etkinliklere katılmak, projeler geliştirmek ve mevzuatın geliştirilmesine katkıda bulunmak.

ç) Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilam ve tedbir kararlarının yerine getirilme sürecinde yer alan kamu kurum ve kuruluşları ve belediyeler ile koordineli şekilde çalışmalar yürütmek.

d) Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ihtiyaç duyulan konularda araştırma, inceleme ve analiz çalışmaları yürütmek.

e) Mevzuatla ya da Başkan tarafından verilen diğer görevleri yerine getirmek.”

  • Aynı Yönetmeliğe 27 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki işlemleri bürosu

MADDE 27/A- (1) Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki işlemleri bürosunun görevleri şunlardır:

a) Mahkemeler tarafından verilen çocuk teslimine ilişkin ilam ve tedbir kararlarının yerine getirilmesine yönelik iş ve işlemleri yürütmek.

b) Mahkemeler tarafından verilen çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilam ve tedbir kararlarının yerine getirilmesine yönelik iş ve işlemleri yürütmek.

c) Müdür tarafından verilen diğer görevleri yerine getirmek.”

  • Aynı Yönetmeliğin 58 inci maddesine ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiş, diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.

“(3) Sosyal inceleme raporu adli destek görevlisi tarafından ilgili kişilerle görüşmeler yapılmasının yanında, sosyal ortam incelemeleri gerçekleştirilmek suretiyle hazırlanır. Sosyal ortam incelemesi yapılamaması ya da bu incelemeye gerek görülmemesi hâlinde gerekçesi raporda belirtilir.

(4) Hakkında sosyal inceleme raporu düzenlenmesi istenen kişilerin yanı sıra, çocuğun üstün yararının gerektirmesi hâlinde tarafların sosyal çevresini oluşturan ilgili kişilerle de görüşmeler yapılabilir.

(5) Sosyal inceleme yapılan kişilerin tespit edilen diğer destek ihtiyaçlarının karşılanabilmesine yönelik tedbir önerilerine de sosyal inceleme raporunda yer verilebilir.”

  • Aynı Yönetmeliğe 79 uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddeler eklenmiştir.

Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kaydı

MADDE 79/C- (1) Çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesi amacıyla ilgilisi tarafından UYAP veya e-Devlet sistemi aracılığıyla gönderilen ya da fiziki olarak yapılan başvurular üzerine müdürlükçe yürütülen işlemlerin safahatının işlendiği kayıttır.

(2) Bu kayıtta; sıra numarası, başvuru tarihi, hak sahibi ile yükümlünün ve varsa kanuni temsilcilerinin adı, soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları, yerleşim yeri ve e-tebligat adresleri, telefon numaraları, varsa vekillerinin adı, soyadı, hak sahibi veya yükümlü yabancı ülkede oturuyorsa Türkiye’de göstereceği yerleşim yeri adresi, ilgili ilam veya tedbir kararını veren mahkeme, kararın tarih ve numarası ile düşünceler sütunları yer alır.”

Yönetmelik 04.08.2022 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğin tamamına aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/08/20220804-10.htm

Anayasa Mahkemesi’nin 2019/22043 Başvuru Numaralı ve 15.06.2022 Tarihli Kararı

Anayasa Mahkemesi’nin 2019/22043 başvuru numaralı 15.06.2022 tarihli kararı, 31927 sayılı  ve 18.08.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.

Sair kararda, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının tefhim edilmesinden sonra verilen itiraz dilekçesi üzerine gerekçeli karar tebliğ edilmeden dosyanın itirazının incelenmesi için yetkili mahkemeye gönderilmesi ve başvurucuya ayrıntılı itiraz dilekçesi verme imkânı sağlanmadan itirazın incelenmesi nedeniyle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma ve mahkemeye erişim haklarının ihlal edildiğine yönelik hüküm kurulmuştur. Kararın ilgili bölümlerine aşağıda yer verilmektedir.

“16. Anayasa Mahkemesi, daha önce HAGB kararının tefhim edilmesinden sonra verilen itiraz dilekçesi üzerine gerekçeli karar başvurucuya tebliğ edilmeden dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi ve başvurucunun ayrıntılı itiraz dilekçesi verme imkânı sağlanmadan itirazın incelenmesi nedeniyle adil yargılanma hakkı kapsamındaki savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma ve mahkemeye erişim haklarının ihlal edildiğine karar vermiştir (Ayşe Eşlik, §§ 24-44; Batuhan Şengül, B. No: 2017/29295, 21/7/2020, §§ 25-35; İbrahim Kaya, B. No: 2017/29474, 28/1/2020, §§ 24-34). Bu başvuruda da söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum söz konusu değildir.

17. Anayasa Mahkemesinin anılan kararı nedeniyle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki savunma için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olma ve mahkemeye erişim haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

Ayrıca sair karar ile, başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlalinin tespit edilmesinin başvurucunun uğradığı zararların giderilmesi bakımından yetersiz kalacağına, başvurucunun 3 yıl denetim altında tutulduğuna ve bu sebeple ihlalin bütün sonuçlarının ortadan kaldırılabilmesi için yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya 15.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi yönünde hüküm kurulmuştur.  Kararın ilgili bölümü şu şekildedir;

“20. Başvurucu, 15.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Somut olayda başvurucu ihlale konu karar dolayısıyla kararın kesinleştiği 3/5/2019 tarihinden bireysel başvurunun esas incelemesinin yapıldığı 15/6/2022 tarihine kadar yaklaşık üç yıl denetim altında tutulmuştur. Dolayısıyla ihlalin tespit edilmesinin başvurucunun uğradığı zararların giderilmesi bakımından yetersiz kalacağı açıktır. Dolayısıyla ihlalin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılabilmesi için başvurucunun yaklaşık üç yıl denetim altında tutulmuş olması nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya 15.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

Sair karar metninin tamamına aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/08/20220818-13.pdf

Yabancılar Ve Uluslararası Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

“Yabancılar Ve Uluslararası Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” 13.08.2022 tarihli ve 31922 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Sair Yönetmeliğin 1. maddesi ile Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 15. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulunca” ibaresi “Cumhurbaşkanınca”, “yetmiş iki saate” ibaresi “beş güne” şeklinde değiştirilmiştir.

Sair madde şu şekildedir;

Sınır kapılarında verilen vizeler

MADDE 15 – (1) Türkiye’ye girişlerine izin verilmeyecek yabancılar hariç, vize almadan sınır kapılarına gelen yabancılara, aşağıda sayılan durumlarını ve süresi içinde Türkiye’den ayrılacaklarını belgelemeleri durumunda aşağıda belirlenen istisnai haller çerçevesinde valiliklerce vize verilebilir:

a) Yabancının yasal olarak bulunduğu ülkede konsolosluğun bulunmaması veya vize işlemlerinin konsolosluk üzerinden gerçekleştirilememesi.

b) Yabancının veya Türkiye’deki eşi ve yakın akrabalarının hastalığı, ölümü veya kaza gibi mücbir sebeplerinin bulunması.

c) Yabancının geri gönderilmesinde sağlık durumu yönünden risk görüldüğünün ilgili birimlerce bildirilmesi.

ç) Yabancının ulusal ve uluslararası bilimsel, ekonomik, kültürel ve ticari etkinliklere katılmak amacıyla gelmesi.

d) Deniz limanlarına gelen ticari gemi mürettebatının ülkesine veya başka bir ülkeye devam etme veya aynı limanda başka bir gemiye katılma zorunluluğunun ortaya çıkması.

e) Yabancıya sınır kapısında vize verilmesine ihtiyaç duyulduğunun kamu kurum ve kuruluşları tarafından bildirilmesi.

(2) Sınır kapılarında vize verilmesinde, mücbir sebeplere bağlı olarak sağlık sigortası şartı aranmayabilir.

(3) (Değişik ibare:RG-13/8/2022-31922) Cumhurbaşkanınca farklı bir süre belirlenmediği sürece, birinci fıkranın (a), (b), (c), (ç) ve (e) bentlerinde belirtilen durumlarda en fazla on beş güne, (d) bendinde belirtilen durumlarda ise en fazla (Değişik ibare:RG-13/8/2022-31922) beş güne kadar kalış hakkı sağlayan vize verilir.

(4) Birinci fıkranın (d) bendi kapsamında olan yabancılara sınır vizesi verilmesinde yabancının yeterli miktarda para ve dönüş bileti bulundurması ve ülkeden süresinde çıkışının gemi acenteleri tarafından taahhüt edilmesi şartları aranır.”

Ön Ödemeli Konut Satışları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

Ön Ödemeli Konut Satışları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 04.08.2022 tarihli ve 31913 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.

Sair Yönetmeliğin 2. maddesi ile birlikte Ön Ödemeli Konut Satışları Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinin birinci fıkrasındaki “(1) Ön ödemeli konut satışında devir veya teslim süresi sözleşme tarihinden itibaren otuz altı ayı geçemez.” hükümü “(1) Ön ödemeli konutun sözleşmede taahhüt edilen süre içinde tüketiciye teslim edilmesi zorunludur. Bu süre her halükarda sözleşme tarihinden itibaren kırk sekiz ayı geçemez.” şeklinde değiştirilmiştir.

Yönetmelik 1.10.2022 tarihinde yürürlüğe girecektir. Yönetmelik metninin tamamına aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/08/20220804-13.htm

Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Bankacılık Sektörü İyi Uygulamalar Rehberi

“Kişisel Verilerin Korunmasına İlişkin Bankacılık Sektörü İyi Uygulamalar Rehberi”, Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun resmi internet sitesinde yayınlanmıştır.

Rehberin amacı, “bankalar tarafından yürütülen kişisel veri işleme faaliyetlerinin 6698 sayılı Kanuna ve bu Kanuna dayanılarak Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından çıkartılan ikincil mevzuata uygun olarak gerçekleştirilmesi konusunda veri sorumlusu bankaları yönlendirmek ve bu çerçevede iyi uygulama örnekleri oluşturmaktır.

Rehberin tamamına, aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://kvkk.gov.tr/SharedFolderServer/CMSFiles/12236bad-8de1-4c94-aad6-bb93f53271fb.pdf

Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasına İlişkin İlam ve Tedbir Kararlarının Yerine Getirilmesine Dair Yönetmelik

“Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasına İlişkin İlam ve Tedbir Kararlarının Yerine Getirilmesine Dair Yönetmelik”, 04.08.2022 tarihli ve 31913 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Sair yönetmelik ile aile mahkemeleri tarafından verilen çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilam ve tedbir kararlarının yerine getirilmesine dair görev, yetki ve sorumluluklar ile buna ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Yönetmelik 04.08.2022 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Yönetmelik metninin tamamına aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/08/20220804-11.htm

ADLİ TATİLDE GÖRÜLECEK İŞLER

Adli tatil, kanunlarda belirtilen süre boyunca, bazı yargı faaliyetine kısmen ara verilmesi olarak tanımlanabilir. Adli tatil ve adli tatilin sürelere etkisi, farklı kanun hükümleri uyarınca aşağıda incelenmektedir.

***6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu

  • Adli tatil, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 102. ile 104. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunun 102. maddesi uyarınca adli tatil, her yıl yirmi temmuzda başlar, otuz bir ağustosta sona erer. Yeni adli yıl bir eylülde başlar.

Adli tatilde görülecek dava ve işler
MADDE 103- (1) Adli tatilde, ancak aşağıdaki dava ve işler görülür:
a) İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delillerin tespiti gibi geçici hukuki koruma, deniz raporlarının alınması ve dispeçci atanması talepleri ile bunlara karşı yapılacak itirazlar ve diğer başvurular hakkında karar verilmesi.
b) Her çeşit nafaka davaları ile soybağı, velayet ve vesayete ilişkin dava ya da işler.
c) Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi işleri ve davaları.
ç) Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar.
d) Ticari defterlerin kaybından dolayı kayıp belgesi verilmesi talepleri ile kıymetli evrakın kaybından doğan iptal işleri.
e) İflas ve konkordato ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına ilişkin işler ve davalar.
f) Adli tatilde yapılmasına karar verilen keşifler.
g) Tahkim hükümlerine göre, mahkemenin görev alanına giren dava ve işler.
ğ) Çekişmesiz yargı işleri.
h) Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler.
(2) Tarafların anlaşması hâlinde veya dava bir tarafın yokluğunda görülmekte ise hazır olan tarafın talebi üzerine, yukarıdaki iş ve davalara bakılması, adli tatilden sonraya bırakılabilir.
(3) Adli tatilde, yukarıdaki fıkralarda gösterilenler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşı dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri ile bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan davaları yenileme dilekçelerinin alınması, ilam verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye, bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya gönderilmesi işlemleri de yapılır.
(4) Bu madde hükümleri, bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay incelemelerinde de uygulanır.

  • HMK m.104 uyarınca adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.

***5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu

  • Ceza Muhakemesi Kanununun, “adli tatil” madde başlıklı 331. maddesi; adli tatil sürecinde hangi dava ve işlere bakılacağını ve adli tatile rastlayan süreleri düzenlenmektedir.

Adlî tatil
Madde 331 – (1) Ceza işlerini gören makam ve mahkemeler her yıl bir eylülde başlamak üzere, yirmi temmuzdan otuz bir ağustosa kadar çalışmaya ara verirler.
(2) Soruşturma ile tutuklu işlere ilişkin kovuşturmaların ve ivedi sayılacak diğer hususların tatil süresi içinde ne suretle yerine getirileceği, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir.
(3) Tatil süresince bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay, yalnız tutuklu hükümlere ilişkin veya Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunu gereğince görülen işlerin incelemelerini yapar.
(4) Adlî tatile rastlayan süreler işlemez. Bu süreler tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılır.

***2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu

İdari Yargılama Usulü Kanununun 61., 62. ve 8. madde maddeleri, “çalışmaya ara verme” olarak nitelendirilen ve yirmi temmuzdan otuz bir ağustosa kadar olan sürecin işleyişine ilişkin düzenlemeler içermektedir.


Çalışmaya ara verme:
Madde 61 – 1. Bölge idare, idare ve vergi mahkemeleri her yıl bir eylülde başlamak üzere, yirmi temmuzdan otuz bir ağustosa kadar çalışmaya ara verirler. Ancak, yargı çevresine dahil olduğu bölge idare mahkemesinin bulunduğu il merkezi dışında kalan ve sadece bir idare veya bir vergi mahkemesi bulunan yerlerdeki idari yargı mercileri çalışmaya ara vermeden yararlanamazlar. Bu mahkemeler, 62 nci maddedeki sınırlamaya tabi olmaksızın görevlerine devam ederler.

2.Çalışmaya ara verme süresi içinde; bölge idare mahkemesi başkanının önerisi üzerine, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, birden fazla idari yargı mercii olan yerlerde idare veya vergi mahkemeleri başkan ve üyeleri arasından görevlendirilecek yeteri kadar hâkimin katıldığı bir nöbetçi mahkeme kurulur. Bölge idare mahkemeleri için ise bölge idare mahkemesi başkanının önerisi üzerine, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, tüm daire başkan ve üyeleri arasından görevlendirilecek yeterli sayıda nöbetçi daire kurulur.

3. Çalışmaya ara vermeden yararlanamayanlar ve nöbetçi kalanların yıllık izin hakları saklıdır.

Nöbetçi mahkemenin görevleri:
Madde 62 – Nöbetçi mahkeme çalışmaya ara verme süresi içinde aşağıda yazılı işleri görür:
a) Yürütmenin durdurulmasına ve delillerin tespitine ait işler,
b) Kanunen belli süre içinde karara bağlanması gereken işler.

Sürelerle ilgili genel esaslar
Madde 8/3 – Bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa bu süreler, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır.

***2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu

2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun 18. maddesinin 1. fıkrası, “icra mahkemesine arzedilen hususlar ivedi işlerden sayılır ve bu işlerde basit yargılama usulü uygulanır” hükmünü ihtiva etmektedir. Dolayısıyla, icra mahkemesine arzedilen hususlar ivedi işlerden sayılacağından, Hukuk Muhakemeleri Kanununu 103. maddesinin 1. fıkrasının h bendi uyarınca adli tatil hükümleri uygulanmayacaktır. (Bkz. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2020/4080 E., 2020/8215 K. ve 15.12.2020 T. Kararı).

İcra ve iflas dairelerinde de adli tatil hükümleri uygulanmaz. Nitekim Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2014/14000 E., 2015/485 K. ve 20.01.2015 tarihli kararında;

İcra ve iflas daireleri ile icra mahkemelerinde adli tatil hükümleri uygulanmaz. İcra mahkemeleri İİK’nundan kaynaklanan itiraz, şikayet ve kanunda yer alan davalara bakmakla görevli ve özel yargılama usulüne tabi mahkemelerdendir. İcra iflas daireleri ve mahkemelerde görülmekte olan işlerde HMK’nun adli tatile ilişkin 104.maddesinin uygulama olanağı yoktur. Ayrıca H.G.K.nun 3.5.1967 tarih 1729 Esas 236 sayılı kararında da benimsendiği üzere HUMK.nun 177. Maddesi (6100 sayılı HMK’nun 104) Hukuk Usulünün tayin ettiği sürelerde uygulanacağından İİK.nun da yazılı sürelerde tatbik edilmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenle HMK’nun 103/1-h maddesi göz ardı edilerek somut olayda uygulama yeri bulunmayan aynı yasanın 104 maddesi gerekçe yapılarak yazılı şekilde karar verilemez. Dava ihtar süresinin bitimini müteakip 21.08.2014 tarihinde süresinde açıldığından işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken hukuksal dayanağı bulunmayan gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değildir.”

yönünde hüküm kurulmuştur.

***3402 Sayılı Kadastro Kanunu

3402 Sayılı Kadastro Kanunun 29. maddesin 4. fıkrası “kadastro mahkemeleri adli tatile tabi değildir” hükmünü ihtiva etmektedir.


Adli tatile tabi olmayan işler açısından, adli tatilde süreler işlemeye devam edecektir. Nitekim Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/21073 E., 2015/21538 K. sayılı kararında;

“Dava velayetin kaldırılması isteğine ilişkindir. Bu davalar adli tatil içinde görülecek dava ve işlerdendir (6100 sk. HMK. 103. mad.). Bu nedenle temyize ilişkin sürelerde adli tatilde işlemeye devam eder.”

şeklinde karar verilmiştir.

Basit yargılama usûlünün uygulandığı dosyalar için de kural olarak adli tatil hükümleri uygulanacaktır. Nitekim Yargıtay 10. Hukuk Dairesi         2019/1459 E.  ,  2019/5472 K. sayılı kararında;

“Bu yasal mevzuat çerçevesinde artık, (icra mahkemesinde görülenler hariç) basit yargılama usûlüne tabi olan davalara adlî tatilde bakılmayacaktır. Başka bir ifade ile basit yargılama usulüne tâbi davalar da adlî tatile tâbi olacaktır.

Basit yargılama usûlünün uygulandığı sulh hukuk mahkemeleri ile iş mahkemeleri adlî tatilden yararlanacaktır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda ise basit yargılama usûlüne tâbi olan davalar adlî tatilde görülmeye devam edilmekte idi (m. 176/11).
Adli tatilde görülemeyen basit yargılama usûlüne tâbi olan davalarla ilgili bir süre, adlî tatil süresi içinde sona ererse, adlî tatilden sonra ek bir süreden yararlanacaktır. Ancak Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler adlî tatilde görülmeye devam edilecektir. Dikkat edilirse burada yargılama usûlü değil, dava veya işin ivedi olması ya da mahkemenin ivedi olduğuna karar vermesi önemlidir. Bu nedenle mahkeme yazılı ya da basit yargılama usûlüne tâbi bir dava ya da işin ivedi olduğuna karar verirse, bu dava veya işin adlî tatilde de görülmesine karar verebilir. Adlî tatilde bakılmayan iş ve davalarla ilgili sürelerin sonu, adlî tatil dönemine rastlarsa, bu süreler adlî tatilin bittiği günden itibaren bir hafta daha uzatılmış sayılır. (Hakan Pekcanıtez/Oğuz Atalay/Muhammet Özekes, Medeni Usûl Hukuku, 14. Bası, s. 273, 274)”

yönünde hüküm kurmuştur.