Aynı Hanede İkamet Eden Kişi Belgesi Sorgulama

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün “Aynı Hanede İkamet Eden Kişi Belgesi Sorgulama” hizmeti ile ikamet ettiğiniz adreste ikamet eden diğer kişileri sorgulayabilirsiniz. Hizmete, e-devlet hizmet arama bölümüne “Aynı Hanede İkamet Eden Kişi Belgesi Sorgulama” ifadesini yazarak ya da aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.turkiye.gov.tr/nvi-ayni-hanede-ikamet-eden-kisi-belgesi-sorgulama?barkodlu=Belge

REŞİT OLMAYAN KÜÇÜKLER ADINA ARAÇ TESCİLİ

18.07.1997 tarihli ve 23053 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Reşit Olmayan Küçükler Adına Araç Tescili” madde başlıklı 74. maddesi uyarınca; zihinsel engelliler ile reşit olmayan küçüklerin sahibi bulundukları aracın, tescil kuruluşlarında adlarına tescillerinin yapılabilmesi için, ileride doğabilecek hukuki ve cezai sorumlulukları kabul ettiklerine dair, kanuni mümessillerince noterde tanzim ve tasdik edilmiş taahhütnameyi tescil anında vermeleri zorunludur.

31.01.2018 tarihli ve 30318 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Araçların Satış, Devir Ve Tescil Hizmetlerinin Yürütülmesi Hakkında Yönetmeliği’nin “Araçların tescil işlemleri” madde başlıklı 10. maddesinin 10. fıkrası ise ergin olmayan küçüklere ait araçların tescili için kanuni temsilcileri tarafından araç nedeniyle doğabilecek hukuki ve cezai sorumlulukları kabul ettiklerine dair noterde düzenlenmiş taahhütnamenin tescil anında verilmesi zorunludur” hükmünü içermektedir.

İlgili düzenlemeler uyarınca adına araç alınacak veya araç tescili yapılacak reşit olmayan küçüklerin araç tescili anında kanuni temsilcileri tarafından noterde düzenlenmiş taahhütname vermeleri gerekmektedir.

İlgili düzenlemelere aşağıda yer alan linkler üzerinden erişebilirsiniz.

Karayolları Trafik Yönetmeliği;  https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=8182&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5

Araçların Satış, Devir Ve Tescil Hizmetlerinin Yürütülmesi Hakkında Yönetmelik; https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=24356&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5

TAKPAS

Tapu ve Kadastro Verilerinin İşlenmesi ve Elektronik Ortamda Yapılacak İşlemler Hakkında Yönetmelik, 08 Haziran 2022 tarihli ve 31860 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Yönetmeliği 13 .maddesi, Türkiye Barolar Birliği üzerinden avukatların veriye erişimini düzenlemektir. İlgili madde metni aşağıda yer almaktadır.

MADDE 13- (1) Avukatlar, görevleri ile ilişkili olarak TAKPAS arayüzleri veya internet servisleri üzerinden Türkiye Barolar Birliğinin alt kullanıcısı sıfatıyla taşınmaz bilgisini sorgulayabilir. Bu kapsamda avukat, ilgisini ortaya koyan ulaşmak istediği verinin dayanağı yazılı belgeyi (çek, senet, alacak belgesi, kira kontratı, icra takip yazısı ve benzeri) sisteme taratıp belgenin tarih ve/veya sayısını eklemek ve elektronik kabul beyanını e-imza ile onaylamak suretiyle ilgilinin sadece taşınmazının (pasif kayıt bilgisi dâhil) olup olmadığı bilgisine sistemden ulaşabilir. Bununla birlikte ilgisini ortaya koyan vekaletname taratılmak suretiyle yapılacak sorgulamalarda, hangi kişinin malvarlığının hangi amaçla sorgulandığına dair bilginin sisteme girilmesi ve elektronik kabul beyanının e-imza ile onaylanması suretiyle avukatın talebine bağlı olarak taşınmazın (pasif kayıt bilgisi dahil) bilgisine veya kayıt örneğine ulaşılmasına ve örnek alınmasına imkan verilir.

Yönetmelik metninin tamamına aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/06/20220608-2.htm

NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ DAVASINDA EKSİK İNCELEME

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 8. Hukuk Dairesi 2020/3332 E., 2020/5737 K. sayılı kararı, 18.02.2022 tarihli ve 31754 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Sair olayda; davacı, dava dilekçesinde kendisine ait mükerrer nüfus kaydı bulunduğundan bahisle nüfus kayıtlarının düzeltilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi davayı kabul etmiş ve hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine dosya Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’ne intikal etmiştir. Kararın ilgili bölümü aşağıda yer almaktadır.

“ Dava nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir.
1. Dava sonucu itibariyle miras hukukunu da yakından ilgilendirdiğinden; aynı kişi olduğu iddia edilen …’in bütün mirasçılarının davalı sıfatı ile davaya katılmaları gerekirken, mahkemece re’sen gözetilmesi gereken bu durum nazara alınmadan ve taraf teşkili de sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi,
2. Mahkemece iptaline karar verilen davacının … kaydının, … kaydının evlilik kaydı olup olmadığı araştırılmadan, nüfus yer değiştirme tutanakları ve nüfus hareketlerine ilişkin diğer tutanaklar getirtilip, gerektiğinde bilirkişi raporu aldırılıp veya somut olaydaki iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp, oluşacak sonuca göre adı geçenlerin aynı kişiler olduğunun tespit edilmesi halinde, her iki hane arasında bağ kurulmasına ve davacının bundan sonraki aile ve nüfus hareketlerinin kullanmakta olduğu ve ilk kayıt durumunda olan … TC kimlik numaralı … kaydı üzerinden devam etmesine karar verilmesi gerekirken, davacının evlilik hanesi olduğu kabul edilen nüfus kaydının iptaline karar verilmesi, doğru görülmemiştir.”

Sair kararın tam metnine aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/02/20220218-17.pdf

Derneklerde Yeni Dönem – Elektronik Genel Kurul ve Elektronik Yönetim Kurulu

25/03/2020 tarihinde, 5253 Sayılı Dernekler Kanunu’na eklenen ek 2. madde ile derneklerle ilgili her türlü kayıt ile iş ve işlem elektronik ortamda da yapılabilmesinin önü açılmıştır. İçişleri Bakanlığı’nın, Dernekler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği ise 21.10.2021 tarihli ve 31635 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Sair Yönetmeliğin 1. maddesi ile Dernekler Yönetmeliği’ne 15/A maddesi eklenmiştir. Eklenen 15/A maddesi ile derneklerde elektronik genel kurul ve elektronik yönetim kurulu toplantılarının usul ve esasları düzenlenmiştir.


Genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarının elektronik ortamda yapılması

Madde 15/A – Kanunun ek 2 nci maddesi uyarınca dernekler, genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarını elektronik ortamda da yapabilirler.

Dernekler elektronik ortamda yapılacak genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarını Bakanlık Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğü tarafından uygun görülüp onaylanan elektronik sistemler üzerinden yapabilirler. Söz konusu sistemlere işlenecek veriler, 24/3/2016 tarihli ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun ilgili hükümlerine uygun olarak işlenir ve muhafaza edilir.

Genel kurul yapılmasına ilişkin alınan yönetim kurulu kararında ve genel kurul ilanında genel kurulun hangi yöntemle yapılacağı belirtilir. Elektronik ortamda alınacak yönetim kurulu kararları fiziksel ortamda tutulan yönetim kurulu karar defterinden ayrı olarak tarih ve sıra sayısı ile elektronik ortamda saklanır.

Kanunda, Türk Medeni Kanununda, bu Yönetmelikte ve derneklerin kendi tüzüklerinde yer alan genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarının fiziki ortamda gerçekleştirilmesine yönelik bütün usul ve esaslar elektronik ortamda yapılan toplantılar için de geçerlidir. Elektronik ortamda gerçekleştirilen toplantılara ilişkin her türlü bilgi, belge ve kayıt dernek tarafından muhafaza edilir.

Elektronik ortamda yapılacak dernek genel kurul veya yönetim kurulu toplantılarına katılacak üyeler sisteme, güvenli elektronik imza veya iki faktörlü kimlik doğrulama sistemi kullanarak giriş yaparlar. Kullanılacak elektronik sistemlerin, fiziki ortamda yapılan toplantılardaki divan oluşturma, oylama, söz alma, önerge verebilme ve benzeri tüm işlemlerin elektronik ortamda da yapılabilmesini sağlayan tasarım, yedekleme ve mevzuata uygun arşivleme kapasitesine; yetkisiz erişimlere ve saldırılara karşı gerekli ağ ve sistem güvenliğine sahip olması gerekmektedir.

Fiziki ortamda gerçekleştirilen toplantıların mevzuata aykırı yapılması durumunda uygulanan yaptırımlar elektronik ortamda yapılan toplantılar için de geçerlidir.”

Yönetmelik değişikliğine aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/10/20211021-3.htm

6 Aralık 2022 Tarihine Kadar E-Devlet Üzerinden Belli Şartlar Halinde İsim ve/veya Soyisim Değişikliği Başvurusu Yapılabilir.

5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun Geçici 11. maddesi (Ek:6/12/2019-7196/61 md.);


(1) Kişinin üç yıl içerisinde yerleşim yerinin bulunduğu nüfus müdürlüğüne yazılı olarak başvurması kaydıyla; 21/6/1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanununun 3 üncü maddesine aykırı soyadları ile yazım ve imla hatası veya düzeltme işareti kullanılmamasından kaynaklanan anlam değişiklikleri bulunan, genel ahlaka uygun olmayan, toplum tarafından gülünç karşılandığı değerlendirilen ad ve soyadları, mahkeme kararı aranmaksızın, il veya ilçe idare kurulunun vereceği kararla bir defaya mahsus olmak üzere değiştirilebilir. İl ve ilçe idare kurullarının vereceği karar kesindir. Soyadı değiştirilen erkek ise kendisi ile birlikte varsa karısının ve müracaat tarihinde ergin olmayan çocuklarının da soyadları düzeltilir. Soyadı değiştirilen kadın ise kendisi ile birlikte ergin olmayan evlilik dışı çocukları varsa onların da soyadları düzeltilir. Bu maddede belirlenen sürenin bir katına kadar uzatılmasında Cumhurbaşkanı yetkilidir.


hükmünü ihtiva etmektedir. Bu suretle, mahkeme kararı olmaksızın, idari işlem ile bir kereye mahsus, kanunda sayılı hallerde ad ve/veya soyad değişikliği yapılması mümkün hale gelmiştir.


T.C. İçişleri Bakanlığı’nın resmi internet sayfasında 10.10.2021 tarihinde yapılmış olan duyuru ile 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun Geçici 8 ve Geçici 11. Maddesi kapsamında yapılacak olan başvuruların e-devlet üzerinden yapılabileceği açıklanmıştır. Sair duyuruda;


“Yazım ve imla hatası veya düzeltme işareti kullanılmamasından kaynaklanan anlam değişiklikleri bulunan, genel ahlaka uygun olmayan, toplum tarafından gülünç karşılandığı değerlendirilen ad ve soyadlarının il ve ilçe idare kurulunun vereceği kararla bir kereye mahsus mahkeme kararı aranmaksızın değiştirilebilmesine olanak sağlayan uygulamadan vatandaşlarımız 6 Aralık 2022 tarihine kadar faydalanabilecek.”

ifadelerine yer verilmiştir. Başvuru için mobil imza ya da elektronik imza kullanımı gerekmektedir.

T.C. İçişleri Bakanlığı’nın duyurusuna aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.
https://icisleri.gov.tr/ad-ve-soyad-degisikligi-basvurusu-e-devlette

E-devlet üzerinden yapılacak başvurulara ilişkin işlem ekranı aşağıda yer almaktadır.

İsim Değişikliği Talebiyle Açılan Davanın Reddinin Özel Hayata Saygı Hakkını İhlal Etmesi

Anayasa Mahkemesi’nin 2019/42944 başvuru numaralı ve 17/6/2021 tarihli kararı, 22.09.2021 tarihli 31606 Sayılı Resmi Gazete’de Anayasa Mahkemesi Kararı yayınlanmıştır. Sair kararda, isim değişikliği talebi reddedilen trans bireyin, “özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği” yönünde hüküm kurulmuştur. Sair kararın ilgili bölümleri aşağıda yer almaktadır.

“42.Somut olayda başvurucu, isminin D. olarak tashih edilmesi talebiyle dava açmıştır. Başvurucu gerek dava dilekçesinde gerekse yargılama sürecinde sosyal çevresinde isminin D. olarak bilindiğini ve bu ismi kullandığını, trans bir birey olduğunu, resmî kayıtlardaki ismiyle bilinen ismi arasında farklılık olması nedeniyle güçlüklerle karşılaştığını ve henüz cinsiyet değişikliği ameliyatı olmamasının isim tashihi için engel oluşturmadığını ileri sürmüştür.

43.Yargılamayı yürüten derece mahkemelerince verilen ret kararında 4271 sayılı Kanun’un 40. maddesine dayanılmış ve isim değişikliği için haklı nedenin bulunmadığı belirtilmiştir. Ayrıca başvurucunun bir kadın ismini almak istemesine rağmen henüz cinsiyet değişikliği ameliyatı olmadığı, bu durumun toplumda yanlış algıların oluşmasına ve başvurucu ile diğer kişiler yönünden bazı sıkıntılara neden olabileceği ifade edilmiştir.

45.4271 sayılı Kanun’un 27. maddesinde isim değişikliği davası açılabilmesi için haklı nedenlere dayanılması gerektiğinin hüküm altına alındığı ve cinsiyet değişikliği ameliyatı olunmasının bir şart olarak belirlenmediği hususlarının altı çizilmelidir. 

46.Somut olayda derece mahkemeleri, başvurucunun isim değişikliği talebinde bulunabilmesi için cinsiyet değişikliği ameliyatı olmasının zorunlu olduğunu kabul etmiştir. Derece mahkemelerinin dayandığı 4271 sayılı Kanun’un 40. maddesi, cinsiyet değişikliği talebinin kabulüne ve cinsiyet değişikliği ameliyatının gerçekleşmesinin akabinde kişisel durum sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına ilişkin şartları düzenlemektedir. İsim değişikliği ile ilgisi bulunmayan bu kuralın uygulanması ve isim değişikliği talebinin reddine gerekçe yapılmasının bu konuda ilgili ve yeterli gerekçe olarak kabul edilmesi mümkün görünmemektedir.

47.Ayrıca başvurucunun sosyal yaşantısına ilişkin olarak bilgiler verdiği ve isim değişikliğine ihtiyaç duyma nedenlerine ilişkin açıklamalarda bulunduğu, isminin D. olarak değiştirilmesini söz konusu açıklamaları doğrultusunda talep ettiği açıktır. Bu açıklamalara rağmen isim değişikliği için haklı nedenlerin oluşup oluşmadığı hususunda konuyla ilgili ve ikna edici gerekçelerin derece mahkemelerince ortaya konulamadığı görülmektedir.

51.Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.”

Anayasa Mahkemesi Kararının tamamına aşağıdaki link üzerinden ulaşabilirsiniz.

https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2019/42944

Vakıfların Sona Ermesi

Vakıfların sona ermesi; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 116. maddesi ve Vakıflar Yönetmeliğinin 19. ve 20. maddelerinde düzenlenmektedir. Türk Medeni Kanunun 116 maddesi;

Amacın gerçekleşmesi olanaksız hâle geldiği ve değiştirilmesine de olanak bulunmadığı takdirde, vakıf kendiliğinden sona erer ve mahkeme kararıyla sicilden silinir.
Yasak amaç güttüğü veya yasak faaliyetlerde bulunduğu sonradan anlaşılan veya amacı sonradan yasaklanan vakfın amacının değiştirilmesine olanak bulunmazsa; vakıf, denetim makamının ya da Cumhuriyet savcısının başvurusu üzerine duruşma yapılarak dağıtılır.”

hükmünü ihtiva etmektedir. Vakıflar Yönetmeliğinin 19. maddesi ise;

Amacının gerçekleşmesi imkânsız hale gelen ve değiştirilmesinde de olanak bulunmadığı takdirde, vakıf kendiliğinden sona erer. Vakfın yönetim organı veya Genel Müdürlük vakfın amacının gerçekleşmesinin imkânsız hale geldiği kanısına varırsa dilekçe ile mahkemeye başvurarak durumun mahkeme siciline tescilini ister. Mahkeme, gereğine göre Genel Müdürlüğün veya vakfın yönetim organının yazılı düşüncesini alarak vakfın dağılması ve tasfiye kurulu oluşumu istemini karara bağlar ve mahkeme dağılma kararını sicile tescil eder. Sona eren vakfın kişiliği, ehliyeti tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere tasfiye sırasında da devam eder.”

şeklindedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2012/1929 E., 2013/782 K. numaralı 29/05/2013 tarihli kararında;

“Vakıflar ya kendiliğinden (dağılma) veya mahkeme kararı (dağıtılma) ile sona ererler. Bazı hallerde mirasçı veya alacaklıların itirazı üzerine de vakıf sona erebilir.

Vakıfların kendiliğinden sona ermesi (dağılması) hiçbir karara gerek olmaksızın kişiliğinin kanundan ötürü ortadan kalkması ile olur. Türk Medeni Kanunu kendiliğinden sona erme sebeplerinden sadece birini düzenlemiştir. Bu da, vakfın amacını gerçekleşmesinin imkansız hale gelmiş olmasıdır. (TMK md. 116/I) Bu durumun dışında bir vakıf, vakıftan yararlanmaları öngörülmüş olanların tamamının ölmüş veya kuruluş amacının gerçekleşmiş olması yahut aciz (ödeme güçsüzlüğü) haline düşmüş bulunması hallerinde de kendiliğinden (dağılma ile) ortadan kalkmış olur.

yönünde karar vermiştir.