Adreste Nüfus Hizmeti Projesi

T.C. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün resmi internet sayfasında yayınlanan duyuru ile Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilen, “Adreste Nüfus Hizmeti (ANH)” projesi ile nüfus müdürlüklerine gitmesi mümkün olmayan vatandaşların kimlik başvurularının, başvurucunun adresinden gerçekleştirildiği ifade edilmektedir.

Hasta, yaşlı, engelli ya da kısıtlı olan vatandaşlar ile mücbir sebeplerden dolayı nüfus müdürlüklerine gidemeyen vatandaşların yakınlarının beyanı üzerine yapılan başvurunun kabulü halinde, başvuru talebinde bulunan kişinin adresine gidilerek kimlik kartı başvurusu oluşturululmakta ve basılan kimlik kartı Genel Müdürlük tarafından yine bu kişinin adresine posta yolu ile gönderilmektedir. Başvuru için; kişinin kimliğini gösterir nitelikte bir kimlik belgesi, biyometrik fotoğrafı, nüfus müdürlüğüne gelemeyeceğini gösterir nitelikte bir belge sunulması ve başvuru ücretinin ödenmesi gerekmektedir.


Detaylara aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.
https://www.nvi.gov.tr/anh

Haklardan Yararlanma İçin Aile Olma Vasfının Aranması Ayrımcılık Yasağını İhlalidir

2018/18505 başvuru numaralı 16.06.2021 tarihli Anayasa Mahkemesi Kararı 28.09.2021 tarihli 31612 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. HES Projesi’nin yapımından etkilenen ailelerin “Yeni Hasankeyf yerleşim alanına” nakilleri, hak sahiplikleri ve borçlandırılmalarına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi için Bakanlar Kuruluna yetki tanınmıştır. Bakanlar Kurulunun kararı ile baraj projesinden etkilenenlere sağlanan konut yardımı için hak sahibi olma koşullarından ‘aile olma vasfını’ taşımama gerekçesiyle yararlandırılmamanın mülkiyet hakkıyla bağlantılı olarak ayrımcılık yasağını ihlal ettiği yönünde hüküm kurulmuştur. Sair kararın ilgili bölümleri aşağıda yer almaktadır.

35. Başvurucu; aile efradının çok uzun süreden beri Hasankeyf’te ikamet ettiğini, anne ve babasının ölümünden sonra bekâr olması, kardeşinin de bulunmaması sebebiyle tek başına kaldığını belirtmektedir. Başvurucu 5543 sayılı Kanun’un geçici 8. maddesinin (3) numaralı fıkrasıyla getirilen haktan yararlanmak için aile vasfını haiz olma şartının kendisi yönünden aranmasının eşitlik ilkesini ve mülkiyet hakkını ihlal ettiğini ileri sürmektedir. Başvurucu bir kardeşinin bulunması hâlinde 5543 sayılı Kanun’un 17. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendi uyarınca hak sahibi olabilecekken kardeşinin olmaması ve bekâr olması sebebiyle bu imkâna kavuşamadığını vurgulamaktadır. Başvurucu, aynı durumda bulunanlara mülk edinme bakımından farklı muamele edildiğini ve bunun Anayasa’nın 10. ve 35. maddelerini ihlal ettiğini öne sürmektedir.

 ….

48. Başvurucu, Ilısu Barajı ve HES Projesi’nin etkilediği kişilere yönelik olarak 5543 sayılı Kanun’un geçici 8. maddesinin (3) numaralı fıkrasıyla getirilen konut yardımı imkânından yararlanmak için müracaat etmiş ancak başvurucunun 5543 sayılı Kanun’un 17. maddesinde belirtilen aile vasfını haiz olma şartını sağlamadığı gerekçesiyle talebi reddedilmiştir. Bu durumda Anayasa Mahkemesinin öncelikle karara bağlaması gereken husus, başvurucunun 5543 sayılı Kanun’un geçici 8. maddesinin (3) numaralı fıkrası bağlamında bir hakka sahip olup olmadığıdır.

49. Başvurucunun eski Hasankeyf ilçe merkezinde bir konutunun bulunduğu açıktır. Ayrıca başvurucunun Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenen “Usul ve Esaslar“ın 3. maddesindeki aile vasfını haiz olma dışındaki diğer şartları taşıdığıyla ilgili olarak bir ihtilaf bulunmamaktadır. Başvurucunun anılan haktan yararlandırılmamasının yegâne nedeni aile vasfını haiz olma şartını sağlamamasıdır.

….  

66. Başvurucunun kamu otoritelerinin konut yardımı hakkının tanınmasında aileyi esas almalarına yönelik bir şikâyeti bulunmamaktadır. Başvurucunun şikâyeti aile tanımına yöneliktir. Başvurucu yetim çocuklardan evli olanlar, çocuksuz olarak dul olanlar ile kardeşi olanlar bu haktan yararlanabilmekteyken kendisinin tek çocuk olması ve evli olmaması sebebiyle bundan yararlanamamasından şikâyet etmektedir. Gerçekten Kanun’un 17. maddesi anne ve babası ölmüş çocuklardan evli olanları, dul kalanları ve tek çocuk olmayanları (kardeşi olanları) Kanun’un uygulanması bağlamında aile kavramının içinde addederken tek çocuk olup hiç evlenmemiş olanları aile kavramının kapsamı dışında bırakmıştır. Bu durumda anne ve babası ölmüş ancak evli olan ya da çocuksuz olarak dul kalan veyahut bekâr olup en az iki kardeş olan çocuklar konut yardımından yararlanabilmekte, buna karşılık kardeşi olmayan ve bekâr olan çocuklar bundan mahrum kalmaktadır. Dolayısıyla konut yardımı hakkından yararlanılmasında benzer durumda olan yetim çocuklar arasında tek çocuk olup olmama ve evlenmiş olup olmama temelinde farklı muamele yapıldığı açıktır.

…..

69. Bu durumda başvurucunun 5543 sayılı Kanun’un geçici 8. maddesinin (3) numaralı fıkrasıyla getirilen konut yardımı hakkından yararlanılması bakımından maruz bırakıldığı farklı muamelenin nesnel ve haklı bir temelinin bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Farklı muamelenin haklı bir sebebinin bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından orantılılık yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.

70. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 35. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkıyla bağlantılı olarak Anayasa’nın 10. maddesinde güvence altına alınan ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

Anayasa Mahkemesi kararının tamamına aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.

https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2018/18505

Türkiye Cumhuriyeti ve Angola Cumhuriyeti Arasında Vize Muafiyeti

17.10.2021 tarihli ve 31631 sayılı Resmi Gazete’ de, 4622 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Angola Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Diplomatik, Hizmet ve Hususî Pasaport Hamilleri İçin Vize Muafiyetine Dair Anlaşmanın Onaylanması Hakkında Karar yayınlanmıştır.


Sair anlaşmanın ‘Muafiyet’ madde başlıklı 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, taraf ülkelerin geçerli pasaport hamili vatandaşları diğer tarafın ülkesine girmek, ülkesinden transit geçmek, çıkmak ve her yüz seksen (180) günlük dönem içerisinde doksan (90) günü aşmamak kaydıyla geçici olarak kalmak üzere vizeden muaf tutulacaktırlar.

Milletlerarası Andlaşmanın tamamına aşağıdaki link üzerinden ulaşabilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/10/20211017-5.pdf


Anayasa Mahkemesi’nin 2018/30296 Başvuru Numaralı ve 07/09/2021 Tarihli Kararı

14/10/2021 tarihli ve 31628 saylı Resmi Gazete ’de yayınlanmıştır. Sair kararda, etkili bir yargısal sistem kurulması konusunda kamusal makamlarca üstlenilmesi gereken pozitif yükümlülüğün gerektirdiği şartların yerine getirilmemesinin sonucu olarak özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiği yönünde hüküm kurulmuştur. Sair kararın ilgili bölümleri aşağıda yer almaktadır.


‘‘32. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Somut olayda başvurucunun telefonunda yer alan bilgilerin eşi tarafından kaydedilerek boşanma davasında delil olarak kullanılması söz konusudur. Bu bağlamda başvurucunun fotoğrafları, videoları, konuşma ve mesaj kayıtlarının belirli bir gerçek kişi hakkındaki bilgi kapsamında olduğu gözetildiğinde bu bilgilere erişilmesinin, bunların kullanılmasının ve işlenmesinin özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı çerçevesinde kaldığı anlaşılmıştır. Somut olayda başvurucunun şikâyetlerinin özünü; telefonunda yer alan bilgilerin, dolayısıyla kişisel nitelikteki birtakım verilerinin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesine ilişkin suç duyurusunda etkili bir yargısal sistem kurma yükümlülüğüne uyulmadığı iddiası oluşturmaktadır. Bu durumda başvurunun Anayasa’nın 20. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunması hakkı yönünden değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

42. Somut olayda şikâyet dilekçesinde başvurucu; eşinin yalnızca boşanma davasında delil elde etme amacıyla hareket etmediğini, bu dava açıldıktan sonra da casus yazılımı kullanmaya devam ettiğini beyan etmiştir. Yine başvurucu, bu yazılımın hangi tarihte yüklendiğinin, eşi tarafından elde edilen verilerin kapsamının ne olduğunun araştırılmasını talep etmiş; boşanma davasına sunulan ses kayıtlarında kes yapıştır şeklinde değişiklikler yapıldığını ileri sürmüştür. Bu şikâyet üzerine Başsavcılık tarafından şüphelinin ifadesinin alındığı, Hukuk Mahkemesi ile yazışma yapıldığı ve boşanma davasının incelendiği görülmüştür. Başsavcılık tarafından yapılan değerlendirme neticesinde başvurucunun eşinin üzerine atılı fiilleri ikrar ettiği belirtilerek bu kişinin cezalandırılması istemiyle dava açılmıştır. Bu itibarla soruşturmanın etkili bir şekilde yürütüldüğünü, başvurucunun iddialarının kovuşturma sırasında tartışılıp değerlendirilmesine imkân sağlayacak şekilde ortaya konulduğunu söylemek mümkündür.

43. Öte yandan yargılama sırasında başvurucu tarafından aynı iddialar ileri sürülmüş ise de Ceza Mahkemesi gerekçesinde boşanma davasına atıfta bulunularak sanığın delillerin kaybolmaması amacıyla hareket ettiği ve elde edilen verilerin yalnızca boşanma davasında delil olarak kullanıldığı belirtilmiştir. Bu itibarla somut olayda başvurucunun hangi kişisel verilerinin elde edildiği, bu verilerde değişiklik yapılıp yapılmadığı, verilere ne kadar süre ile ulaşıldığı hususlarında hiçbir araştırma yapılmadığı gibi gerekçede başvurucunun bu iddialarının hangi sebeplerle karşılanmadığı konusunda bir açıklama bulunmadığı da görülmüştür.

45. Dolayısıyla yargılama sürecinde olayın aydınlatılmasına yönelik esaslı iddiaların araştırılmaması, bu suretle kovuşturmanın derinleştirilmemesi, yasal dayanağı gösterilmeyen gerekçelerle sonuca ulaşılması nedeniyle anayasal hakları güvence altına alacak şekilde etkili bir yargısal sistem kurma yükümlülüğüne uygun hareket edildiği söylenemeyecektir.

46. Sonuç olarak etkili bir yargısal sistem kurulması konusunda kamusal makamlarca üstlenilmesi gereken pozitif yükümlülüğün gerektirdiği şartların somut olayda yerine getirilmediği değerlendirildiğinden Anayasa’nın 20. maddesinde düzenlenen özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. ’’

Anayasa Mahkemesi Kararının tamamına aşağıdaki link üzerinden ulaşabilirsiniz.

https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2018/30296

Elektronik İmza Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

15.10.2021 tarihli, 31629 sayılı Resmi Gazete’de ‘‘Elektronik İmza Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’’ yayınlanmıştır.

Elektronik İmza Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4.maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

‘‘Madde 4 – Bu Yönetmelikte geçen;
a) Arşiv: Bu Yönetmeliğin 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen ve Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcısının saklamakla yükümlü olduğu bilgi, belge ve elektronik verileri,
b) Bildirim Şartları: Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen şartları,
c) Denetim: Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcısının her türlü faaliyet ve işleyişinin ilgili mevzuat hükümlerine uygunluğunun incelenerek; muhtemel hata, noksanlık, usulsüzlük ve/veya suiistimallerin tespit edilmesi ve ilgili mevzuatta öngörülen yaptırımların uygulanması amacıyla yapılan çalışmalar bütününü,
ç) Dizin: Geçerli sertifikaları içinde bulunduran elektronik depoyu,
d) Elektronik Kimlik Doğrulama Sistemi (EKDS): Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartının elektronik kimlik doğrulama işlemlerinde kullanılabilmesini sağlayan sistemi,
e) EKDS standardı: Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından EKDS ile ilgili belirlenen TS 13678, TS 13679, TS 13680 ve TS 13681 standartlarını,
f) EKDS Yönetmeliği: 22/10/2020 tarihli ve 31282 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartı Elektronik Kimlik Doğrulama Sistemi Yönetmeliğini,
g) Erişim Verisi: Güvenli elektronik imza oluşturma araçlarına erişim için kullanılan parola, biyometrik değer gibi verileri,
ğ) ESHS: Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcısını,
h) İnceleme: Kuruma yapılan bildirimin gerekli şartları sağlayıp sağlamadığını tespit etmek amacıyla yapılan çalışmalar bütününü,
ı)Güvenli Erişim Modülü (GEM) Akıllı Kartı: Kart erişim cihazı üzerindeki kriptografik işlemlerin gerçekleştirilmesi için kullanılan güvenlik modülünü,
i) Güvenli iletişim sertifikası: Kart Erişim Cihazı ve rol sunucusu arasında güvenli hat kurmak için gerekli olan sertifikayı,
j) Görevli ESHS: EKDS Yönetmeliği kapsamında belirlenerek Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün internet sayfasından duyurulan ESHS’yi,
k) İptal Durum Kaydı: Kullanım süresi dolmamış sertifikaların iptal bilgisinin yer aldığı, iptal zamanının tam olarak tespit edilmesine imkân veren ve üçüncü kişilerin hızlı ve güvenli bir biçimde ulaşabileceği kaydı,
l) Kanun: 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununu,
m) Kart Erişim Cihazı (KEC): Vatandaşın kimliğini doğrulama işlevi için kullanılan terminali,
n) KEC standardı: Elektronik kimlik kartları için güvenli kart erişim cihazları ile ilgili TSE tarafından belirlenen TS 13582, TS 13583, TS 13584 ve TS 13585 standartlarını,
o) Kimlik Doğrulama Bildirimi (KDB): KEC’in GEM Akıllı Kart aracılığı ile elektronik kimlik doğrulama için kimlik kartı ile etkileşim halinde yapmış olduğu kriptografik ve biyometrik işlemlerin sonucunu gösteren elektronik bildirimi,
ö) Kimlik Doğrulama Başarım Onayı (KDBO): Kimlik doğrulama sunucusu DS tarafından KDB’nin doğrulanması sonrasında oluşturulan ve Uygulama Sunucusuna gönderilen sayısal veriyi,
p) Kimlik Doğrulama Hizmet Sağlayıcı (KDHS): EKDS standartlarına uygun olarak elektronik kimlik doğrulama ve kimlik doğrulamanın arşivlenmesine ilişkin hizmeti sağlayan kamu veya özel hukuk tüzel kişilerini,
r) Kimlik Doğrulama Yönetmeliği: 26/6/2021 tarihli ve 31523 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektronik Haberleşme Sektöründe Başvuru Sahibinin Kimliğinin Doğrulanma Süreci Hakkında Yönetmeliği,
s) Kimlik kartı: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kimliğini ispata yarayan Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartını,
ş) Kurul: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulunu,
t) Kurum: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunu,
u) Kurumsal Başvuru: Bir tüzel kişiliğin çalışanları veya müşterileri veya üyeleri veya hissedarları adına yaptığı nitelikli elektronik sertifika başvurusunu,
ü) Nitelikli Elektronik Sertifika: Kanunun 9 uncu maddesinde sayılan nitelikleri haiz elektronik sertifikayı,
v) NVİGM: Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünü,
y) Özet değeri: 6/1/2005 tarihli ve 25692 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektronik İmza ile İlgili Süreçlere ve Teknik Kriterlere İlişkin Tebliğin 6 ncı maddesinde yer alan özetleme algoritmalarından biri kullanılarak hesaplanan değeri,
z) Özetleme Algoritması: İmzalanacak elektronik verilerin sabit uzunlukta bir özetinin çıkarılmasında kullanılan algoritmayı,
aa) Rol sertifikası: Rol doğrulamada kullanılan yetki sertifikasını,
bb) Rol sunucusu: Rol doğrulamada kullanılan ve kimlik kartındaki alanlara erişen sunucuyu,
cc) Sertifika Özet Değeri: Sertifikanın, özetleme algoritması ile elde edilen çıktısını,
çç) Sertifika İlkeleri: ESHS’nin işleyişi ile ilgili genel kuralları içeren belgeyi,
dd) Sertifika Uygulama Esasları: Sertifika ilkelerinde yer alan hususların nasıl uygulanacağını detaylı olarak anlatan belgeyi,
ee) Sertifika Mali Sorumluluk Sigortası: ESHS’nin, Kanundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi sonucu doğacak zararların karşılanması amacıyla yaptırmakla yükümlü olduğu sigortayı,
ff) Zaman Damgası İlkeleri: Zaman damgası ve hizmetleri ile ilgili genel kuralları içeren belgeyi,
gg) Zaman Damgası Uygulama Esasları: Zaman damgası ilkelerinde yer alan hususların nasıl uygulanacağını detaylı olarak anlatan belgeyi
ifade eder.
Bu Yönetmelikte yer almayan tanımlar için Kanunda yer alan tanımlar geçerlidir.”

Sair yönetmeliğin tamamına aşağıdaki link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/10/20211015-3.htm

Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmelik

Binaların yıkım faaliyetlerinin çevre ve insan sağlığı ile güvenliğine zarar vermeyecek şekilde gerçekleştirilmesine ilişkin usul ve esasları düzenleyen, Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmelik 13/10/2021 tarihli ve 31627 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Yönetmelik 01/07/2022 tarihinde yürürlüğe girecektir.

Yönetmelik metnine aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/10/20211013-1.htm

6 Aralık 2022 Tarihine Kadar E-Devlet Üzerinden Belli Şartlar Halinde İsim ve/veya Soyisim Değişikliği Başvurusu Yapılabilir.

5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun Geçici 11. maddesi (Ek:6/12/2019-7196/61 md.);


(1) Kişinin üç yıl içerisinde yerleşim yerinin bulunduğu nüfus müdürlüğüne yazılı olarak başvurması kaydıyla; 21/6/1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanununun 3 üncü maddesine aykırı soyadları ile yazım ve imla hatası veya düzeltme işareti kullanılmamasından kaynaklanan anlam değişiklikleri bulunan, genel ahlaka uygun olmayan, toplum tarafından gülünç karşılandığı değerlendirilen ad ve soyadları, mahkeme kararı aranmaksızın, il veya ilçe idare kurulunun vereceği kararla bir defaya mahsus olmak üzere değiştirilebilir. İl ve ilçe idare kurullarının vereceği karar kesindir. Soyadı değiştirilen erkek ise kendisi ile birlikte varsa karısının ve müracaat tarihinde ergin olmayan çocuklarının da soyadları düzeltilir. Soyadı değiştirilen kadın ise kendisi ile birlikte ergin olmayan evlilik dışı çocukları varsa onların da soyadları düzeltilir. Bu maddede belirlenen sürenin bir katına kadar uzatılmasında Cumhurbaşkanı yetkilidir.


hükmünü ihtiva etmektedir. Bu suretle, mahkeme kararı olmaksızın, idari işlem ile bir kereye mahsus, kanunda sayılı hallerde ad ve/veya soyad değişikliği yapılması mümkün hale gelmiştir.


T.C. İçişleri Bakanlığı’nın resmi internet sayfasında 10.10.2021 tarihinde yapılmış olan duyuru ile 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun Geçici 8 ve Geçici 11. Maddesi kapsamında yapılacak olan başvuruların e-devlet üzerinden yapılabileceği açıklanmıştır. Sair duyuruda;


“Yazım ve imla hatası veya düzeltme işareti kullanılmamasından kaynaklanan anlam değişiklikleri bulunan, genel ahlaka uygun olmayan, toplum tarafından gülünç karşılandığı değerlendirilen ad ve soyadlarının il ve ilçe idare kurulunun vereceği kararla bir kereye mahsus mahkeme kararı aranmaksızın değiştirilebilmesine olanak sağlayan uygulamadan vatandaşlarımız 6 Aralık 2022 tarihine kadar faydalanabilecek.”

ifadelerine yer verilmiştir. Başvuru için mobil imza ya da elektronik imza kullanımı gerekmektedir.

T.C. İçişleri Bakanlığı’nın duyurusuna aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.
https://icisleri.gov.tr/ad-ve-soyad-degisikligi-basvurusu-e-devlette

E-devlet üzerinden yapılacak başvurulara ilişkin işlem ekranı aşağıda yer almaktadır.

Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 06.10.2021 Tarihli ve 730 Karar Nolu Kararı

Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 06.10.2021 tarihli ve 730 karar nolu kararı, 8 Ekim 2021 tarihli ve 31622 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanmıştır.

Sair karar ile “Türk Ticaret Kanunu’ndan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmak üzere görevlendirilen İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İstanbul ilinin mülki sınırları, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ilinin mülki sınırları olarak belirlenmsine” ve kararının 11.10.2021 tarihi itibariyle uygulanmasına karar verilmiştir.

Sair karara aşağıda yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/10/20211008-6.pdf

Paris Anlaşması

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinin 21. Taraflar Konferansında kabul edilen ‘Paris Anlaşması’, 22/04/2016 tarihinde Türkiye tarafından imzalanmıştır. 06/10/2021 tarihli ve 7335 sayılı Paris Anlaşmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun ise 07.10.2021 tarihli ve 31621 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Sair sözleşme, sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğun ortadan kaldırılması çabaları bağlamında iklim değişikliği tehdidine yönelik küresel müdahaleyi güçlendirmeyi hedeflemektedir.

Detaylı bilgiye aşağıda yer alan linklerden erişebilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/10/20211007-7.pdf

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/10/20211007M1-1.pdf

Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tanık Ücret Tarifesi


Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tanık Ücret Tarifesi, 02.10.2021 tarihli ve 31616 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve bu suretle yürürlüğe girmiştir. Sair tarife ile 24.09.2020 tarihli ve 31254 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan tarife yürürlükten kaldırılmıştır.

Sair tarifenin 3. maddesi uyarınca; tanığa, tanıklık nedeniyle kaybettiği zamanla orantılı olarak 25,00 ilâ 50,00 TL arasında ücret ödenir. 4. madde uyarınca, tanık, hazır olabilmek için seyahat etmek zorunda kalmışsa yol giderleriyle tanıklığa çağrıldığı yerdeki konaklama ve beslenme giderleri de karşılanır.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tanık Ücret Tarifesie aşağıdaki yer alan link üzerinden erişebilirsiniz.


https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/10/20211002-33.htm